Çarşamba, Ağustos 30, 2006

Moleskine

Bir marka nasıl taraftar müşterilerle bu kadar iyi pazarlanır? Merak edenler için Church of the Customer Blog'dan bir yazı.

Türkiye'de de - takip edebildiğim kadarıyla - Moleskine son 2 yılda ciddi anlamda ivme kazandı. Daha öncesinde Moleskine diye bir defter bilmiyordum şahsen.

Türk bira pazarı küçüldü!


Marketing Türkiye'den bir haber:

Yılda ortalama yüzde iki büyüyen Türk bira pazarının 2006’da şu ana kadar yüzde 2 küçüldüğünü belirten Efes Bira Grubu Pazarlama Direktörü Dilek Dölek Başarır, "Bu toplamda yüzde 4’lük bir kayıp demek. Vergi yüzünden Türkiye bira fiyatının en yüksek olduğu 4-5 Avrupa ülkesinden biri. Ayrıca turizm de iyi gitmedi. Turizm bölgelerinde pazar yüzde 5-6 geriledi" dedi. Türkiye’de bira pazarının yılda ortalama yüzde 2 büyüdüğünü belirten Efes Bira Grubu Pazarlama Direktörü Dilek Dölek Başarır, 2006 yılında şu ana kadar pazarın yüzde 2 küçüldüğünü, sektörün toplam kaybının yüzde 4 olduğunu söyledi.

Bira pazarı küçülüyor olabilir. Ama burada Efes Pilsen biraz da kendine bakmalı diye düşünüyorum. Her yaz ciddi reklamla pazarı büyütmeye çalışan firma bu sene neler yaptı diye düşündüm, pek bir şey gelmedi aklıma. Belki ben yanılıyorum, ama en önemli sezonu bence sessiz geçirdi Efes.

Neyse, asıl söylemek istediğim şu, Efes gibi pazar lideri bir firma, niye pazarı daha fazla büyütmek için çalışmıyor? Ve de bunu WOMM yoluyla yapmıyor? Çok iyi bir örnek olan Brewtopia'yı niye örnek almıyor. Tam bir WOMM best-practice.

Not: Sonradan aklıma Efes Ice geldi ama onu da çok başarılı bulmuyorum açıkçası, en azından şimdilik...

Taraftar müşteri kimdir?

Fikir Atölyesi'nden Tunç 21 Ağustos'taki yazıma güzel bir yorumda bulunmuş, taraftar müşteri konseptine değinmiş.

Taraftar müşteri, ya da İngilizcesiyle customer evangelist.

İlgilenenler için www.creatingcustomerevangelists.com.

Salı, Ağustos 29, 2006

Ağızdan Ağıza Pazarlamada Algılar, Uygulamalar ve Etik Araştırması

Şık bir rapor. Doğal olarak fazla "USA-oriented", uygulamalar ve etik yaklaşımlar da öyle, ama WOMM'a yeni olanlar için güzel bir başlangıç çalışması.

En çok etik yaklaşımını beğendim. Güzel soru işaretleri uyandırıyor insanda.

Pazartesi, Ağustos 28, 2006

Kendi müzik grubunu kendin yarat




Haber WOMMA Research Blog'dan. Adresi www.sellaband.com. Gerçek zamanlı WOM deneyi. Popstar yarışmalarını hatırlattı bana.

Peki TV yarışmalarındaki gibi oy verip de sonra albüm çıktığında kimse almazsa ne olacak?

Çarşamba, Ağustos 23, 2006

P&G'den harika bir WOMM örneği daha

TV reklamlarıyla müşteriyi ShareYourSecret.com'a çekiyor. Siz de sırrınızı milyonlarla paylaşmak istediğiniz siteye kayıt olmanız gerekiyor. Veee:

Important Information - Please Note:
We take great precautions to keep the information you share with us safe and private. We will not sell or give your personal information to other marketers without your express consent. However, from time to time, we would like your permission to send you free product samples, sneak previews of new products, or personalized offers or tips. We also may ask for comments on how to improve our product or programs. In order to do so, your information may be securely shared with our agencies, which perform these services on our behalf, or safely stored in countries other than where collected. You can easily stop this type of communication at any time. Read our privacy policy for full details.

Daha ne olsun? İşte WOMM, işte connected marketing.

Ajdar - Çikita Muz (kaçırmayın!)

Ajdar'ın son klibi. Kendimi cumartesiden beri tutuyorum ama daha fazla dayanamayacağım.

Biraz daha detay için: Ebru Çapa'nın Hürriyet Cumartesi'deki yazısı.

Blog, podcast, RSS hikaye - bildiğimiz reklamlar hala #1 (mı?)

Ad Age Digital'den bir makale. Aldığım notlar:

The podcasts, RSS feeds and blogs that so engage the daily time and energies of the leading-edge digerati are alien or unknown concepts for most of the U.S. adult population.

According to Jupiter Research, 7% of American adults write blogs and 22% read them; about 8% listen to podcasts and 5% use RSS feeds. According to a separate study by WorkPlace Print Media, 88% of the at-work audience doesn't even know what RSS is.

Acaba Türkiye'de durum nasıl, bunu gerçekten çok merak ediyorum.

... Recent data from word-of-mouth research group Keller Fay indicate 92% of brand conversations were taking place offline -- far more than the commonly assumed rate of 80%... Still, nascent technologies appear to be a key to reaching influencers. In Keller Fay's studies, for example, while 92% of brand conversations took place offline, nearly half involved some reference to media or marketing that people had seen or heard and were talking about. And the internet nearly tied TV as a reference source.

İşte bu ilginç, ama şaşırtıcı mı? Cem Yılmaz'ın reklamlarını TV'de görüp konuşmuyor muyuz birbirimizle?

Pazartesi, Ağustos 21, 2006

Seth's Blog: What people want

Seth's Blog: What people want

Addition: People want to recommend "things" to others.

Addition #2: People want to be asked for their opinions.

Addition + Addition #2 = WOMM!

Pazar, Ağustos 20, 2006

Big Pharma Will Up Web Ad Spending by 25%

İlaç şirketleri de internetin, online pazarlamanın gücünü kavrıyor. Günümüzde pek çok insan doktor için dostundan, ilaç için de internet dahil çeşitli kaynaklardan tavsiye alıyor...

Az seçenek mi yoksa karar verme sürecini hızlandırmak mı?

Ülkemizdeki sayısı hızla artan pazarlama bloglarının en "şık"larından birinde Can Turanlı şöyle yazıyor:

"Long Tail" kitabındaki bir araştırma:

Bir marketteki masaya tattırmak için bir süreliğine 6 adet, bir süreliğine de 24 adet reçel konuluyor. Sonuç net: Az seçenek olduğunda müşterilerin %30'u reçel satın alırken, çok seçenek olduğunda sadece %3'ü alıyor.

Kitabın yazarı Chris Anderson, aslında araştırmanın başka bir boyutundan bahsediyor:

Çok seçenek olduğunda daha fazla müşteri reçeli tadıyor. Çok seçenek olduğunda %60, az seçenek olduğunda %40.

Kitabın anlattıklarından birisi: Çok seçenek + seçim için müşterilere yardımcı olmak = geleceğin işi

Öte yandan, araştırmanın öbür yönü çoğu şirketin yaptığı veya yapabileceklerine baktığımızda daha kritik. En azından şimdilik.

Gereğinden çok seçenek = Kararsız müşteriler = satın almayan müşteriler

Yukarıdaki rakamlara bakıp, çok iyi bir şekilde sunamayacaksak (uygun gruplamalar, eşleştirmeler, öneriler...) çok seçenek yoluna gitmenin bariz bir hata olduğunu söyleyebilir miyiz?"

WOMM'un önemli isimlerinden George Silverman da 2001'de çıkan "WOMM'un Sırları" adlı kitabında şöyle der:

"Amazingly, marketing success is determined more by the time it takes your customers to decide on your product than by any other single factor..."

"... Increase the speed with which decisions are made."

Siz ne düşünüyorsunuz?

Dream In Efes


Türkiye'den WOM örneklerine devam, Efes Pilsen'den güzel bir web sitesi. Bunun WOM'la ne alakası var diyenler çıkabilir. Tabii ki temel strateji ve hedefi bilmiyorum, ama bu site insanları konuşturur diye düşünüyorum. İçindeki Efes reklamları da öyle.



Türkiye için hazırlanmamış gerçi ama burada da kullanılamaz mı acaba?

Why Bloggers Can't Win White House

WOM her alanda hayatımıza giriyor. Advertising Age'deki bu makale, blogların seçim kampanyalarında da kullanabileceğini çok iyi gösteriyor. Bizde de genel seçimlere neredeyse 1 yıl kaldı. WOMM'un, özellikle online WOMM'un gücünü kullanacak bir parti olacak mı acaba?

Türkiye'de Marka Yaratma ve Yaşatmanın Altın Kuralları


Konu pazarlama ve WOM olunca yazmadan geçemedim.

Liseden arkadaşım Kıvanç'ın babası Muhterem Amca'nın, ki kendisi aynı zamanda babamın ahbabı olur, geçtiğimiz günlerde kitabı piyasaya çıktı. Hem konu, hem de yazar 1. dereceden benimle ilgili olunca satın almadan edemedim. Kitabı dün Profilo AVM'deki Remzi'de bir miktar uğraştıktan sonra iş kitapları kısmının en altında, yazar ismini verdikten sonra, bulabildim.

Güven Borça'nın benzer konulu bir kitabını okumuştum, enteresandı, bunu da ilk fırsatta (epey bekleyen var!) okuyacağım.

Pazartesi, Ağustos 14, 2006

Managing Incoming E-mail: What Every User Needs to Know

I did a quick scan of the report, seems useful enough to me. Only 38 pages though!

Pazar, Ağustos 13, 2006

Foster's birada imaj değişikliği

Ünlü bir markalarından Foster's, satışların kötü gidişiyle birlikte pazarlama & reklam stratejisinde değişiklik kararı almış. Türkiye'de özellikle belli sinemalarda (Akmerkez mesela) izlediğim "Australian for beer" tagline & konsepti yerine "Crack open a friendly" kampanyasına başlamışlar. Coğrafi konumlandırmadan uzaklaşmaya çalışıyorlarmış. Heineken ve Corona örnekleri gibi...

Haberde dikkatimi çeken şu oldu: "...To do that, Foster's is scrapping its long-held "Australian for beer" tagline in favor of "Crack open a friendly." It's also abandoning TV for an online campaign and maybe some limited outdoor advertising from WPP Group's Ogilvy & Mather. Central to the campaign is a major sponsorship of Heavy.com's dating game. "That website is built around friendship and sociability," Mr. Cattell said. "It epitomizes what Australia is about ... and it's slanted right at our target."..."

Mass marketing günleri bitti bitiyor... Herkesin dikkatine.

J Burger/Kafeterya

Geçenlerde kısaca bahsetmiştim Türkiye'deki iyi (bence) WOMM uygulamalarından. Dün o iyi örneklerden birinde muhteşem bir yemek yedik eşimle. J Burger veya müdavimlerine göre Jumbo Burger'de. Çiftehavuzlar'da, Büyük Klüp'ün hemen karşısında. Yaz-kış, ne zaman gidersek gidelim dolu. Adı üstünde, burgerleri ile ünlü. Ama daha da önemlisi, gres yağına benzer, tatlı-tuzlu, sapsarı muhteşem sosu. Hem patates tavayla, hem de burgerlerle süper oluyor.

Beni J Burger'le eşim (o zamanlar çıkıyorduk :) ) tanıştırmıştı. Gelen SES genelllikle A/B, ama kesinlikle kokoş değil. Bira da var.

Hiç reklam yaptığını görmedim (düzenli olmasa da Time Out/İstanbul Life gibi dergileri takip ediyorum), gazetede hakkında çıkmış yazı okumadım. Sadece geçen sene az önce ismini verdiğim dergilerin birinde semt mekanı olarak kısa bir yazı çıktı. Ama ondan önce de çok kalabalıktı.

Peki bu başarı nasıl sağlanıyor? 1) İnsanlar yemek yerleri hakkında yorum yapmaya bayılıyorlar. 2) Ürün gerçekten güzel, hele hele meraklısı için harika. Kendimden biliyorum, en az 5-10 arkadaşıma "Ortadoğu ve Balkanlar'ın en güzel burgercisi" olarak lanse etmişliğim var...

Cuma, Ağustos 11, 2006

Four Profiles of Consumers that Pass Along Email

This is interesting... From the WOMMA research newsletter 1.08, sent on August 3rd:

A paper published in the Journal of Advertising Research in December 2004 revealed four email profiles used to identify those more likely to pass-along emails. Advertisers tend to focus on reaching and connecting with viral mavens, but some infrequent senders who received few but forwarded were found to represent another potentially overlooked but valuable conduit for marketing messages.
The four types of profiles included:
* Infrequent Senders 1: Those who neither received nor forwarded many pass-along emails.
* Infrequent Senders 2: Those who received few, but forwarded a large percentage of emails.
* Viral Mavens: Those who both received and forwarded many emails.
* Infrequent Senders 4: Those who received many emails, but forwarded none.

Which profile do you fit? I am definitely a "Infrequent Senders 2", i.e. a potentially overlooked but valuable conduit :)

Traditional marketing & advertising practices are becoming obsolete

A short break from the Turkish best practices (I can't find the necessary time to publish a post as I am quite busy working day & night on my 2007 marketing plan presentations. Sorry for this.):

Advertising Age - New Book Reports 37% of All Advertising Is Wasted:

Five-Year research project tracked $1 billion in spending by 36 major marketers. John Wanamaker was wrong. Only 37.3% of advertising budgets are wasted.

The findings of 'What Sticks' are the result of five years of research on campaigns from 36 of the nation's top advertisers.

Another piece of news:

Advertising Age - McKinsey Study Predicts Continuing Decline in TV Selling Power

A study is about to give Madison Avenue a fresh pummeling: McKinsey & Co., the global giant in management consulting, is telling a host of major marketers that by 2010, traditional TV advertising will be one-third as effective as it was in 1990.

That shocking statistic, delivered to the company's Fortune 100 clients in a report on media proliferation, assumes a 15% decrease in buying power driving by cost-per-thousand rate increases; a 23% decline in ads viewed due to switching off; a 9% loss of attention to ads due to increased multitasking and a 37% decrease in message impact due to saturation.

"You've also got pronounced changes in consumer behavior while they're consuming media," said Tom French, director at McKinsey. "And ad spending is decreasingly reflecting consumer behavior."

According to the report, real ad spending on prime-time broadcast TV has increased over last decade by about 40% even as viewers have dropped almost 50%. Paying more for less translates into a much higher cost-per-viewer-reached -- a trend also true in radio and print. Teens turn from TVThank a combination of older technologies such as cable, PC computers, cellphones, CD players, VCRs, game consoles and the internet, along with more recent ones -- PDAs, broadband Internet, digital cable, home wireless networks, MP3 players, DVRs and VOD-- for those changes. And teens foretell an even more radical shift in future media consumption, the report points out: They spend less than half as much time watching TV as typical adults do. Teens also spend 600% more time online, surfing the web. According to Forrester Research's most recent North American Consumer Technology Adoption Study, people ages 18 to 26 spend more time online than watching TV and are adopting new technology faster than any other generation. Because of that, they tend to be more receptive to blog, podcast and mobile-web ads. That leads one to wonder whether consumer marketing mixes should change to reflect consumer behavior.

Fact #1: Half the money spent on advertising is still wasted.
Fact #2: Traditional marketing & advertising practices are becoming obsolete.

Long live WOMM!

Pazartesi, Ağustos 07, 2006

Global WOM best-practice (Crest - P&G)

Yes, as I've said before, this blog is indeed supposed to be half English-half Turkish. There we go...

Just read about WOM in an article about consumer enpowerment & interaction with brands on brandchannel.com, written by Randall Frost:

"...Wipperfurth also raises fundamental questions about brand identity. If your brand is hijacked by a local community that has little visibility among mainstream consumers, there is probably little reason to be concerned. But if your hijackers belong to a highly visible counterculture and your product has traditionally sold to the conservative working class, you might have a problem. In such cases, Wipperfurth recommends that brands develop personas (masks)—as opposed to a consistent brand personality—that can be put on or taken off at will, depending on the target audience.

Crest Whitestrips serves as one of his case studies. Whitestrips was launched before there was much interest in teeth whitening products, and the brand manager at P&G decided to distribute the product over the web before making it available through retail, in hopes of generating word-of-mouth buzz. The company was able to determine from its website traffic that the product had become extremely popular with brides, teenage girls, young Hispanics and gay men, so it heavily targeted those groups with print ads, posters, and postcards. According to Wipperfurth, the approach led to a twelve-fold increase in the size of the teeth-whitening category in less than two years. "

More to come soon on Turkish best-practices about WOM (e.g. J Kafeterya)...

Cuma, Ağustos 04, 2006

Dünyadan ve Türkiye'den (bence) iyi WOMM uygulamaları

İlk yazıma gelen bir yorumda şöyle deniyor: "Komşu tavsiyesi ile ilaç kullanan bir ülkede, doğru uygulandığında pazarlamada en önemli silahlardan biri haline gelecek. Dünyada bu konuda başarılı-başarısız uygulamalara örnek verirseniz sevinirim."

Bu da aslında benim yazmayı istediğim konulardan bir tanesiydi. Çok iyi oldu. Dünya'daki iyi örnekleriyle ilgili pek çok yerde detaylı bilgi bulmak mümkün, ben de fırsat buldukça yazacağım. Gene de ilk anda akla gelen bir kaç best-practice örneği vermek mümkün.

Viral marketing, WOM marketing'in türlerinden bir tanesi olarak addediliyor pek çok kaynakta. En iyi örnek olarak da hep Hotmail verilir. Bu kadar patlamasına gerekçe olarak her mailin altında otomatik giden "Get your free e-mail at Hotmail" benzeri tag veriliyor. Bu şekilde, gelen maillere cevap yazdıkça, forward ettikçe (biraz Türkingiliş oluyor ama kusura bakmayın) Hotmail bilinirliği ve deneyen kişi sayısı aldı yürüdü. Aynı şekilde Burger King'in Tender Crisp için yaptığı Subservient Chicken internet sitesi de benzer bir ünlü örnek. Ne olduğunu yazmayacağım, eğer daha önce duymadıysanız tavsiye ederim :)

Türkiye'den iyi örnekler mi? Gelen yorumdan aslında çok iyi özetlemiş, ilaçlar ve kozmetik ürünleri. Kadınlar arasında yeni çıkan bir selülit kreminin ya da göz altı torbalarını giderici kremin nasıl yayıldığına şahit oldunuz mu? Yakın zamandan iyi bir örnek, OHT Peptide-3. Nükhet Duru'nun gençlik sırrı olarak bir çıktı, pir çıktı. Sonra reklama da başladılar gerçi ama olay zaten başını alıp gitmişti. Benzer bir alanda global bir örnek, Botoks. Hiç botoks reklamı gördünüz mü? Ben görmedim. Devamı bir sonraki yazıda...