Cuma, Aralık 28, 2007

Facebook çılgınlığı BlackBerry’de

Marketing Türkiye'deki habere Türkiye'de Blackberry kullanıcıları artık BlackBerryleri ile şifre girmeden direkt Facebook sayfalarına girebiliyor ve mesajlarınızı okuyabiliyor.


Üstelik cihaz sayfanıza yeni bir mesaj geldiğinde uyarı da yapıyor. Facebook arayüzü ile bilgisayarda olduğu gibi BlackBerry’de de fotoğraf yükleme işlemini gerçekleştirebiliyorsunuz.


Blackberry-Crackberry tartışmasında yeni bir sayfa daha açıldı.

Mutlu yıllar :)

Pazar, Aralık 23, 2007

FikriMühim'den Dünya Tüketiciler Günü'den WOMM atağı

FikriMühim'le ilgili ilk yazıyı kurulduğu zaman Mart 2007'de yazmıştım. Arada geçen sürede epeyce iş yapıldı.

Son bomba 15 Mart 2008 Dünya Tüketiciler Günü'nde yapılacaklar:




Perşembe, Aralık 20, 2007

Murat Buyurgan yazıyor: Microsoft Türkiye Genel Müdürü Çağlayan Arkan'dan "kurumsal blogging" dersleri

Murat Buyurgan İnteraktif Yaklaşım'da Çağlayan Bey'in blogunun nasıl anti-Microsoft içeren yorumların barındırdığını belirterek kurumsal bloglarda şeffaflığın önemi ve gücünden dem vuruyor.

Sağır sultanlara duyurulur!

Cuma, Aralık 14, 2007

Halo etkisi: WOMM iş başında

Geçtiğimiz hafta Yeditepe Üniversitesi'deki Pazarlama Stratejisi dersimizde 2. ödevimizi sunduk. Ben, ödevimde Microsoft'un eğlence dünyasını alt üst eden Halo 3 lansmanı inceledim.

Yeni ürün lansmanında klasik pazarlama ile "connected marketing" nasıl güzel birleştirilir görmek ister, detaylı bir vaka çalışması incelemek isterseniz, İngilizce ödevimi buradan indirebilirsiniz.

Halo 3 oynayan var mı :)

Perşembe, Aralık 13, 2007

2008 yılında markalar interaktif pazarlamayı ne şekilde kullanmalı?

Murat Buyurgan Facebook'taki İnteraktif Pazarlama grubunda soruyor:


2008 yılında markalar interaktif pazarlamayı ne şekilde kullanmalı?


Ben de şöyle yazdım:



Bence herkes "şirket içi blog/wiki (özellikle frontline çalışanlara yönelik, esas müşteriyle temas edenler)" yapmayı bir denemeli.

İhtiyaca göre şunlar da olabilir:

* Conversation tracking

* Advergame

* Viral kampanya (video, SMS, e-mail)

* Buzz marketing sağlayacak bir event organizasyonu

* Brand advocacy program

* Kanaat önderi geliştirme programı

* Branded communities (Facebook grubu kurmak iyi bir başlangıç olabilir)



Siz ne dersiniz? Yorumlarınızı bekliyorum, :)

Pazar, Aralık 09, 2007

II. Pazarlama Blogları Karnavalı'nda bu hafta BenceWOM.com'dayız

Eveeet, sıra geldi çattı karnavalı BenceWOM.com'da ağırlamaya. Ne yalan söyleyeyim, heyecanlıyım. Şu ana kadar yüzlerce yazı, rapor ve makale yazmama, bir o kadar da sunum yapmama rağmen ilk defa kaliteli yazılara kendimce bir "editorial" yazıyorum. Sürç-i lisan edersek affola!

Bu arada her ne kadar sizlere tanımasam da blogların o yakınlık etkisinden dolayı yer yer ilk isimlerinizle hitap edeceğim, umarım rahatsız olmazsınız.

Öncelikle şu ana kadar bizi süper ağırlayan Hüseyin, Zeynep Özata ve Özgür Emre'ye teşekkür edelim. 2. tur teşekkürlerimiz ise bu hafta işimi kolaylaştırmak için bana yazılarına gönderen Cengiz ve Tunç'a...

Gelelim tenkitlere. 3 değil, 5 değil, 7 değil, tam tamına 9 arkadaş bu haftayı pas geçmiş, durum böyleyken onları eski yazılarıyla dahil ettik karnavalımıza.

Tüm yazıları elimden geldiğince konu başlıklarına toparlamaya çalıştım, okurken rahat edersiniz düşüncesiyle.

Afiyet olsun diye o zaman!

Reklam

Alemşah Öztürk, Antifit'te bize A Takımı'ndan Mr. T ile Warcraft reklamında hoş bir nostalji yaşatıyor. Mr. T'ye hayrandım çocukken. Pek çok yerde username olarak Mr. T kullandığım olmuştur itiraf ediyorum :) Yaşlanmış haliyle ama karizma yerinde.

Onur Yüksel Brand Box'ta Reklam imajları anlamlı olarak ilişkilendirebilme işidir. adlı yazısında şöyle diyor: "Peki anlatmak istediklerimizi karşımızdakine nasıl aktarabiliriz? Yardımcı İmajlar kullanarak (Referans noktası belirleme)" ve Adidas'ın Forever Sport'undan güzel bir örnek veriyor.
PS. Bu da Onur'un not defterinden Womm için 3 anahtar (Walter J. Carl).

Tunç Kılınç, Fikir Atölyesi'nde Hayal Dünyamızı Yönetmeye Çalışanların Dayattıkları Seçimler… başlıklı yazısında "Binlerce reklam kirliliği arasından sıyrılabilen, yaratıcı iletişim yapan markalara saygım büyük olsa da, son zamanlarda reklam dünyasına karşı daha bir tedirgin durmaya başladım" diyerek eleştirel bir bakış açısı ortaya koyuyor. Yazısında en çok beğendiğim filmlerden ikisi, Fight Club ve Trainspotting de var.

Marka

A. Selim Tuncer'i öncelikle 3. yılına giren Diyalog'daki başarısı için tebrik ediyoruz. 13. yılını da kutlarız inşallah! Selim'in karnavallık son yazısını geçen hafta Zeynep kullanmıştı, ben de eskilerden (1 Ekim 2006) marka değeri ile ilgili şu yazısını seçtim: Marka değerini bilmek demek işte bu demektir: Yapı Kredi, Koçbank’a gömülmedi! Yazının başındaki sörf yapan Worldpuanlara (nam-i diğer Vadaa) "güle güle" dediğimiz bu günlerde iyi gider diye düşündüm.

Briefistan'da Janzu Samimiyet diyor, "Bir kredi kartının reklamının aslında ne kadar "göze batmadan" ve "samimi" yapılacağının kanıtı"nı veriyor.

Burcu Tüzün, Pazarlama Cadısı'nda En Sorunlu Marka "Türkiye" derken Türkiye'nin SWOT analizine başlamış. Uzun, ama keyifli bir yazı. PS. Bir GS'li olarak Sarı Lacivert Kulaklar'ı da gördüm, aslında onu alacaktım karnavala ve dünkü basketbol maçındaki galibiyetimizi irdeleyecektim; son anda vazgeçtim :) )

Fatih Taşkıran, Mahhem'de boş geçenlerden (PS. bu kaçıncı oldu?), ona da canın sağolsun diyor ve Kasım 2006'dan Internet’te Marka Oluşturmak - 2: Markanıza İsim Vermek adlı yazısını alıyoruz karnavala. Fatih'in de söylediği gibi az yazıyor, ama öz yazıyor (PS. öz demek kısa demek değil!)

Münteha Mangan, kendi adını taşıyan blogunda geçen hafta hem Hüseyin'in ilgilendiği, hem de Zeynep'in karnavala aldığı FARKLILAŞ BAKKAL AMCA!'yı TEZGAHTAN MI BESLENSEK? ile devam ettiriyor.

Pazarlama
Hüseyin, Benim Naçiz Fikrimce'de Under Contraction adlı yazısında (PS. Under Construction olmayacak mıydı?) benim de takık olduğum bir konuya değiniyor; hazır olmadan yapılan reklam, veya bütünleşik pazarlama iletişiminde (ing. IMC - Integrated Marketing Communication) kopukluk. Örnek de Cumhuriyet'in ilk bankasının müzesi.

Özgü Güder'de hug*theworld* ile bu haftayı boş geçenler kervanına katılıyor :) Onu da Pazarlama Dediğin Ne ki..? adlı yazısında pazarlama fonksiyonuna getirdiği bakışıyla karnavala dahil ediyoruz.

Özgür Emre Öztürk, Ad Marketum'da Dexter’dan inanılmaz Tanıtım! Bireye Özel Pazarlama iletişimi! diyor. Yazı kısa, ama kullandığı video çarpıcı.

Zeynep Özata'da ise bu hafta yeni bir yazı bulamadım (PS. Geçen hafta Özgür Emre'ye dokunduruyordu halbuki :) ), ben de bu haftaki karnavala İçerik arttı, mertlik bozuldu…'yu aldım . Zeynep içerik diyor, İnternet diyor, Web 2.0 diyor ve şöyle bitiriyor:

"Tüm bu anlattıklarım ne yazık ki Internet üzerinde yarattığımız herşeyi ne denli çabuk tüketmeye başladığımızın bir göstergesi bana göre. Öyle hızlı bir tüketim ki artık uzun yazılar okumaya tahammülümüz yok. O yazıda anlatılmak isteneni tek bir fotoğraf özetlesin istiyoruz. O fotoğrafa da şöyle bir bakıp geçiyoruz çünkü sırada bakılması gereken daha yüzlercesi var..."

Katılmayan var mı?

Ağızdan ağıza pazarlama (WOMM)

Emine Can TRaumbilDesign'da da bu haftayı boş geçenlerden. Canı sağolsun diyor, EN YARATICI KİM ? yazısını alıyoruz; consumer generated content'e (CGC) Türkiye'den güzel bir örnek veriyor: Honda'da http://www.enyaraticikim.com/

Gökçen Karan'ın vlogunda da ise müjdeli bir haber var: Yeni başlayanlar için Video Blog Rehberi isimli kitabım çıktı!.. Daha ne olsun :)

Eren Kumcuoğlu ise Dare to be Different'ta Nasıl dolandırıldım? diyerek başından geçen tatsız bir olayı anlatıyor, ama bendeniz müsaadenizle onu LC Waikiki ve Viral Pazarlama'nın karanlık tarafı ile karnavala dahil edeceğim (3 Kasım 2007 tarihli yazısı).

"WOMM'un ve benzer mecraların ne kadar etkili bir güç olduğunu farkeden (akıllı değil) "uyanık" pazarlamacılarımızın, bunları negatif yönde kullanmaya çalıştıkları bir döneme girdik" diyerek Leyla Zana'nın LC Waikiki'yi satın aldığı söylentisi mail yoluyla viral olarak yayılması mevzusunu ve firmanın karşı atağını anlatıyor. Bence Türk negatif WOMM tarihi için önemli bir vaka idi.

Rüstem Memedov da Marketing Defteri'nde, yani "Azerbaycan'ın ilk Marketing Blogu"nda bu haftayı boş geçenlerden (PS. Kaç etti sayan var mı?)... Hal böyleyken ben de Nisan 2007'den Raziyam, amma... yı aldım karnavala. George Silverman'ın Ağızdan Ağıza Pazarlama kitabını irdelemiş Rüstem.

Ürün müdürleri için

Özgür Alaz da Marketallica'da bu hafta boş geçmiş :), ben de onun adına 5 Link'de verdiğin linklerden bir tanesi çok beğenip buraya almak istedim, benim gibi iş-özel yaşam dengesine kafayı takmış, işyerinde verimi artırmak için 10 takla atan biri için birebir: Daha az çalışıp daha çok şey başarmak için 6 kural:
  1. 80/20 kuralı
  2. Parkinson Kanunu
  3. Enerji yönetimi
  4. Sadece keskin alet kullan
  5. Sayıların kuralı
  6. Marjinal kalite kuralı
Cengiz Çatalkaya, Pazarlama Blogu'nda Sunum hazırlarken nelere dikkat etmeli? diyerek olayı 8 maddede güzel toparlamış. Bir nevi "Yeni Başlayanlar İçin ..." serilerine benzettim, ya da PPT 101 dersinin ilk haftası için uygun gibi geldi.

İbrahim Ulga da Markalar & Fikirler'de boş geçiyor (PS. Bu noktada herhalde aksilik bende diye düşünmüyor değilim!). Onu da Google Hakkında 11 Marketing Tespiti ile dahil ediyor karnavalımıza. Google ilgili onca yazı arasından kişisel tespitleriyle sıyrılıyor İbrahim:

1. En önemli şey müşteridir. Yatırımları müşteri odaklı yapın ve müşterileriniz size sahip çıksın.
2. 100 şeyi yarım yamalak yapmaktansa 1 şeyi gerçekten en doğru yapmak daha iyidir.
3. Hızlı olmak yavaş olmaktan her zaman daha iyidir.
4. İnternet demokrasinin yaşandığı en büyük yerdir.
5. Web sadece PC'den ibaret değildir.
6. Aldatmadan da para kazanılabilirsiniz.
7. Bilgiyi paylaşmak her zaman sizi sevimli kılar.
8. Beynelminel düşünmek sınırları aşmanızda yardımcı olur.
9. Uyarlanabilir olmak her yerde olmak demektir.
10. Daha fazla bilgiye ulaşmak için yolu gösterin yeter.
11. Espri her zaman ciddiyeti bozmaz.

Genel

Bulut Arukel henüz Kimyaİstanbul'u açamamış herhalde diyerek onu da bu haftalık pas geçiyoruz.

Gelelim adaşım Murat Kaya'ya. Ne, o da mı bu haftayı boş geçenlerden yoksa? Olsun, 3 yılı aşkın bir blogda olur o kadar deyip Peki, o zaman onu da Aralık 2006'daki The Daily Show ile alıyoruz karnavala.

Kapanış

Allah sizi inandırsın öyle böyle değil, 2 saatten fazla vaktimi aldı bu yazıyı yazmak. Keyifliydi, olsun. Umarım beğenirsiniz. Artısıyla eksisiyle yorumlarınızı bırakırsanız süper olur.

İyi haftalar...

Cuma, Aralık 07, 2007

Yarın çok önemli bir gün!

Bu sefer biraz konumuzun dışında çıkacağım, bana gelen hoş bir maili sizinle paylaşmak istedim... Yazarı belli değil.

 

Dünya Rakı Günü – 2 Aralık

"Aralık ayının ikinci Cumartesi günü Dünya Rakı Günü olarak kutlanır..."
Rakı severler birbirlerine hediye verir.

Gidip de başkalarına "Dünya Rakı Günü diye bir şey mi var?" diye sormayın, çok ayıplarlar.
Balığı bol, mevsimi soğuk, geceleri uzun ve harflerinden "rakı" yazılabilen yegâne ay olan Aralık ayının ikinci Cumartesi'si Dünya Rakı Günü olarak kutlanır.

Bir kayda rastlanmamakla beraber Bekri Mustafa'nın da Aralık ayının ikinci Cumartesi gecesi doğduğu rivayet edilir.
Bu özel gün aynı zamanda yılbaşının şenlikli bir provasıdır.
"Dünya Rakı Günü, Türkiye ve Dünya sathına yayılmış, tüm rakı severler tarafından 2006'dan beri coşkuyla kutlanır."
Yıllar sonra tarihler böyle yazdığında, "Ben ilk günden beri kutluyorum" deme şansınız olsun .
"RAKININ da muhabbeti olur mu?" diyenler çıkabilir.
O meyhanelerde gördüğünüz rakı masaları aslında muhabbet, sohbet masasıdır,
Bektaşi der ki:

"Rakı ağızdan değil, kulaktan içilir.
Biz ona içki değil, dem deriz!"

RAKININ kitabını yazan Deniz Gürsoy, rakının nasıl içileceğini değil "Rakının nasıl içilmeyeceğini" yazmıştır. (Oğlak Yayıncılık)
Oturursun masaya, garson bir şişe rakı getirir, mezeleri sıralar, kadehini doldurur, içersin!
HAYIR, rakı öyle içilmez...
Rakının nasıl içileceğini, ya da nasıl içilmeyeceğini bilelim..

Rakı güneş batmadan içilmez.
Rakı yalnız başına içilmez,
Duvara bakılarak içilmez,
Rakı keyif için içilir,
Dertlenmek için içilmez,
Rakı sohbet için içilir.

Rakı, şakadan, nükteden, işletmeden anlamayan bayır turplarıyla içilmez.
Rakı gürültüyle içilmez.
Rakı çabuk içilmez, içip masadan kalkılmaz.

Rakı sofrasında fazla yemek yenmez, mezelerle yetinilir.
Rakı sofrasında sigara küllüğüne zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu konmaz,
Rakı kadehine önce rakı, sonra su, daha sonra da buz konur; bu sırayı bozarsanız, anason kadehin üzerine çıkar, rakının hem tadı hem keyfi kaçar.
RAKI'NIN ana mezeleri dışında, ekstra mezeleri de vardır, bir de "göz mezesi" vardır ki....tahmin ettiğiniz değil, bakın o nedir?

Yahya Kemal, her akşam sofrasını "kuş sütü eksik" kurdurur, ama çoğuna el bile sürmezmiş...

Lakin sürsün, sürmesin hepsi hesaba yazıldığı için şef garson, "kıyak yapmış", sofraya kırmızı turp koymamış...
Yahya Kemal gelmiş, oturmuş masaya söyle bakmış garsonu çağırmış:
"Nerede kırmızı turp?"
"Efendim dikkat ettim yemiyorsunuz da..."
"Ben sofraya konan her şeyi yemek zorunda değilim, onların bazıları benim göz mezemdir!" demiş..

RAKI için çok şey söylenir, yazılır, ama Necip Mirkelamoğlu' nun "Rakınamesi" de unutulur gibi değildir;
"Nükte, cinas anlayan, aheng-i bezme uyan, içip zırvalamayan; işte onadır rakı."

Perşembe, Aralık 06, 2007

pes diyorum... McDonald's son olarak ABD'de karnelere reklam veriyor!

Advertising Age’den son haber. Pizza Hut da yapıyormuş meğer. Şimdi bu okul çağındaki çocukları konuşturmasın da ne yapsın J




Salı, Aralık 04, 2007

Pazarlama Blogları Karnavalı bu hafta Zeynep Özata'da

Bu seneki Pazarlama Blogları Karnavalı'nda 3. hafta ve Zeynep Özata'dayız. Gayet keyifli bir yazı, okumanızı öneririm.

Haftaya nerede?


Beklerim...

Cumartesi, Aralık 01, 2007

GIA Grand Interactive Awards 2007 sonuçları açıklandı

Murat Buyurgan yazmış. Kazananlar arasında Alemşah ve Bora'nın ajansı 41 29 da var. Ülker için yaptıkları advergame hakkaten çok iyiydi :)

Acaba GSK niye jüri özel ödülü aldı? Meraktan soruyorum.

İşte tam liste:

GIA Grand Interactive Awards 2007
En İyi Banner Tasarımı
Reklamveren: Petrol Ofisi
İnteraktif Ajans: Rabarba
İşin Adı: Petrol Ofisi Yakıtta Kalite Kampanyası

En İyi Mobil Kampanya
Reklamveren: Doritos
İnteraktif Ajans: Aerodeon
İşin Adı: Parti Burada

En İyi Düzenli E-bülten Çalışması
Reklamveren: Bilyoner.com
İnteraktif Ajans: bezoone digital solutions
İşin Adı: Bilyoner e-bülten

En İyi Oyuna Dayalı Reklam (Advergaming) Uygulaması
Reklamveren: Ülker
İnteraktif Ajans: 41 29
Medyaİşin Adı: Rodeo Mustafalar İçin

En İyi İnteraktif Pazarlama Kampanyası
Reklamveren: Toyota / Auris
İnteraktif Ajans: Project House
İşin Adı: Toyota İnteraktif Pazarlama Kampanyası

En İyi Arama Motoruna Dayalı Pazarlama Çalışması
Reklamveren: ToyotaSa
İnteraktif Ajans: Project House
İşin Adı: Toyota Google Adwords Kampanyası

Medyanet Jüri Özel Ödülü
GlaxoSmithKline