Cuma, Aralık 28, 2007

Facebook çılgınlığı BlackBerry’de

Marketing Türkiye'deki habere Türkiye'de Blackberry kullanıcıları artık BlackBerryleri ile şifre girmeden direkt Facebook sayfalarına girebiliyor ve mesajlarınızı okuyabiliyor.


Üstelik cihaz sayfanıza yeni bir mesaj geldiğinde uyarı da yapıyor. Facebook arayüzü ile bilgisayarda olduğu gibi BlackBerry’de de fotoğraf yükleme işlemini gerçekleştirebiliyorsunuz.


Blackberry-Crackberry tartışmasında yeni bir sayfa daha açıldı.

Mutlu yıllar :)

Pazar, Aralık 23, 2007

FikriMühim'den Dünya Tüketiciler Günü'den WOMM atağı

FikriMühim'le ilgili ilk yazıyı kurulduğu zaman Mart 2007'de yazmıştım. Arada geçen sürede epeyce iş yapıldı.

Son bomba 15 Mart 2008 Dünya Tüketiciler Günü'nde yapılacaklar:




Perşembe, Aralık 20, 2007

Murat Buyurgan yazıyor: Microsoft Türkiye Genel Müdürü Çağlayan Arkan'dan "kurumsal blogging" dersleri

Murat Buyurgan İnteraktif Yaklaşım'da Çağlayan Bey'in blogunun nasıl anti-Microsoft içeren yorumların barındırdığını belirterek kurumsal bloglarda şeffaflığın önemi ve gücünden dem vuruyor.

Sağır sultanlara duyurulur!

Cuma, Aralık 14, 2007

Halo etkisi: WOMM iş başında

Geçtiğimiz hafta Yeditepe Üniversitesi'deki Pazarlama Stratejisi dersimizde 2. ödevimizi sunduk. Ben, ödevimde Microsoft'un eğlence dünyasını alt üst eden Halo 3 lansmanı inceledim.

Yeni ürün lansmanında klasik pazarlama ile "connected marketing" nasıl güzel birleştirilir görmek ister, detaylı bir vaka çalışması incelemek isterseniz, İngilizce ödevimi buradan indirebilirsiniz.

Halo 3 oynayan var mı :)

Perşembe, Aralık 13, 2007

2008 yılında markalar interaktif pazarlamayı ne şekilde kullanmalı?

Murat Buyurgan Facebook'taki İnteraktif Pazarlama grubunda soruyor:


2008 yılında markalar interaktif pazarlamayı ne şekilde kullanmalı?


Ben de şöyle yazdım:



Bence herkes "şirket içi blog/wiki (özellikle frontline çalışanlara yönelik, esas müşteriyle temas edenler)" yapmayı bir denemeli.

İhtiyaca göre şunlar da olabilir:

* Conversation tracking

* Advergame

* Viral kampanya (video, SMS, e-mail)

* Buzz marketing sağlayacak bir event organizasyonu

* Brand advocacy program

* Kanaat önderi geliştirme programı

* Branded communities (Facebook grubu kurmak iyi bir başlangıç olabilir)



Siz ne dersiniz? Yorumlarınızı bekliyorum, :)

Pazar, Aralık 09, 2007

II. Pazarlama Blogları Karnavalı'nda bu hafta BenceWOM.com'dayız

Eveeet, sıra geldi çattı karnavalı BenceWOM.com'da ağırlamaya. Ne yalan söyleyeyim, heyecanlıyım. Şu ana kadar yüzlerce yazı, rapor ve makale yazmama, bir o kadar da sunum yapmama rağmen ilk defa kaliteli yazılara kendimce bir "editorial" yazıyorum. Sürç-i lisan edersek affola!

Bu arada her ne kadar sizlere tanımasam da blogların o yakınlık etkisinden dolayı yer yer ilk isimlerinizle hitap edeceğim, umarım rahatsız olmazsınız.

Öncelikle şu ana kadar bizi süper ağırlayan Hüseyin, Zeynep Özata ve Özgür Emre'ye teşekkür edelim. 2. tur teşekkürlerimiz ise bu hafta işimi kolaylaştırmak için bana yazılarına gönderen Cengiz ve Tunç'a...

Gelelim tenkitlere. 3 değil, 5 değil, 7 değil, tam tamına 9 arkadaş bu haftayı pas geçmiş, durum böyleyken onları eski yazılarıyla dahil ettik karnavalımıza.

Tüm yazıları elimden geldiğince konu başlıklarına toparlamaya çalıştım, okurken rahat edersiniz düşüncesiyle.

Afiyet olsun diye o zaman!

Reklam

Alemşah Öztürk, Antifit'te bize A Takımı'ndan Mr. T ile Warcraft reklamında hoş bir nostalji yaşatıyor. Mr. T'ye hayrandım çocukken. Pek çok yerde username olarak Mr. T kullandığım olmuştur itiraf ediyorum :) Yaşlanmış haliyle ama karizma yerinde.

Onur Yüksel Brand Box'ta Reklam imajları anlamlı olarak ilişkilendirebilme işidir. adlı yazısında şöyle diyor: "Peki anlatmak istediklerimizi karşımızdakine nasıl aktarabiliriz? Yardımcı İmajlar kullanarak (Referans noktası belirleme)" ve Adidas'ın Forever Sport'undan güzel bir örnek veriyor.
PS. Bu da Onur'un not defterinden Womm için 3 anahtar (Walter J. Carl).

Tunç Kılınç, Fikir Atölyesi'nde Hayal Dünyamızı Yönetmeye Çalışanların Dayattıkları Seçimler… başlıklı yazısında "Binlerce reklam kirliliği arasından sıyrılabilen, yaratıcı iletişim yapan markalara saygım büyük olsa da, son zamanlarda reklam dünyasına karşı daha bir tedirgin durmaya başladım" diyerek eleştirel bir bakış açısı ortaya koyuyor. Yazısında en çok beğendiğim filmlerden ikisi, Fight Club ve Trainspotting de var.

Marka

A. Selim Tuncer'i öncelikle 3. yılına giren Diyalog'daki başarısı için tebrik ediyoruz. 13. yılını da kutlarız inşallah! Selim'in karnavallık son yazısını geçen hafta Zeynep kullanmıştı, ben de eskilerden (1 Ekim 2006) marka değeri ile ilgili şu yazısını seçtim: Marka değerini bilmek demek işte bu demektir: Yapı Kredi, Koçbank’a gömülmedi! Yazının başındaki sörf yapan Worldpuanlara (nam-i diğer Vadaa) "güle güle" dediğimiz bu günlerde iyi gider diye düşündüm.

Briefistan'da Janzu Samimiyet diyor, "Bir kredi kartının reklamının aslında ne kadar "göze batmadan" ve "samimi" yapılacağının kanıtı"nı veriyor.

Burcu Tüzün, Pazarlama Cadısı'nda En Sorunlu Marka "Türkiye" derken Türkiye'nin SWOT analizine başlamış. Uzun, ama keyifli bir yazı. PS. Bir GS'li olarak Sarı Lacivert Kulaklar'ı da gördüm, aslında onu alacaktım karnavala ve dünkü basketbol maçındaki galibiyetimizi irdeleyecektim; son anda vazgeçtim :) )

Fatih Taşkıran, Mahhem'de boş geçenlerden (PS. bu kaçıncı oldu?), ona da canın sağolsun diyor ve Kasım 2006'dan Internet’te Marka Oluşturmak - 2: Markanıza İsim Vermek adlı yazısını alıyoruz karnavala. Fatih'in de söylediği gibi az yazıyor, ama öz yazıyor (PS. öz demek kısa demek değil!)

Münteha Mangan, kendi adını taşıyan blogunda geçen hafta hem Hüseyin'in ilgilendiği, hem de Zeynep'in karnavala aldığı FARKLILAŞ BAKKAL AMCA!'yı TEZGAHTAN MI BESLENSEK? ile devam ettiriyor.

Pazarlama
Hüseyin, Benim Naçiz Fikrimce'de Under Contraction adlı yazısında (PS. Under Construction olmayacak mıydı?) benim de takık olduğum bir konuya değiniyor; hazır olmadan yapılan reklam, veya bütünleşik pazarlama iletişiminde (ing. IMC - Integrated Marketing Communication) kopukluk. Örnek de Cumhuriyet'in ilk bankasının müzesi.

Özgü Güder'de hug*theworld* ile bu haftayı boş geçenler kervanına katılıyor :) Onu da Pazarlama Dediğin Ne ki..? adlı yazısında pazarlama fonksiyonuna getirdiği bakışıyla karnavala dahil ediyoruz.

Özgür Emre Öztürk, Ad Marketum'da Dexter’dan inanılmaz Tanıtım! Bireye Özel Pazarlama iletişimi! diyor. Yazı kısa, ama kullandığı video çarpıcı.

Zeynep Özata'da ise bu hafta yeni bir yazı bulamadım (PS. Geçen hafta Özgür Emre'ye dokunduruyordu halbuki :) ), ben de bu haftaki karnavala İçerik arttı, mertlik bozuldu…'yu aldım . Zeynep içerik diyor, İnternet diyor, Web 2.0 diyor ve şöyle bitiriyor:

"Tüm bu anlattıklarım ne yazık ki Internet üzerinde yarattığımız herşeyi ne denli çabuk tüketmeye başladığımızın bir göstergesi bana göre. Öyle hızlı bir tüketim ki artık uzun yazılar okumaya tahammülümüz yok. O yazıda anlatılmak isteneni tek bir fotoğraf özetlesin istiyoruz. O fotoğrafa da şöyle bir bakıp geçiyoruz çünkü sırada bakılması gereken daha yüzlercesi var..."

Katılmayan var mı?

Ağızdan ağıza pazarlama (WOMM)

Emine Can TRaumbilDesign'da da bu haftayı boş geçenlerden. Canı sağolsun diyor, EN YARATICI KİM ? yazısını alıyoruz; consumer generated content'e (CGC) Türkiye'den güzel bir örnek veriyor: Honda'da http://www.enyaraticikim.com/

Gökçen Karan'ın vlogunda da ise müjdeli bir haber var: Yeni başlayanlar için Video Blog Rehberi isimli kitabım çıktı!.. Daha ne olsun :)

Eren Kumcuoğlu ise Dare to be Different'ta Nasıl dolandırıldım? diyerek başından geçen tatsız bir olayı anlatıyor, ama bendeniz müsaadenizle onu LC Waikiki ve Viral Pazarlama'nın karanlık tarafı ile karnavala dahil edeceğim (3 Kasım 2007 tarihli yazısı).

"WOMM'un ve benzer mecraların ne kadar etkili bir güç olduğunu farkeden (akıllı değil) "uyanık" pazarlamacılarımızın, bunları negatif yönde kullanmaya çalıştıkları bir döneme girdik" diyerek Leyla Zana'nın LC Waikiki'yi satın aldığı söylentisi mail yoluyla viral olarak yayılması mevzusunu ve firmanın karşı atağını anlatıyor. Bence Türk negatif WOMM tarihi için önemli bir vaka idi.

Rüstem Memedov da Marketing Defteri'nde, yani "Azerbaycan'ın ilk Marketing Blogu"nda bu haftayı boş geçenlerden (PS. Kaç etti sayan var mı?)... Hal böyleyken ben de Nisan 2007'den Raziyam, amma... yı aldım karnavala. George Silverman'ın Ağızdan Ağıza Pazarlama kitabını irdelemiş Rüstem.

Ürün müdürleri için

Özgür Alaz da Marketallica'da bu hafta boş geçmiş :), ben de onun adına 5 Link'de verdiğin linklerden bir tanesi çok beğenip buraya almak istedim, benim gibi iş-özel yaşam dengesine kafayı takmış, işyerinde verimi artırmak için 10 takla atan biri için birebir: Daha az çalışıp daha çok şey başarmak için 6 kural:
  1. 80/20 kuralı
  2. Parkinson Kanunu
  3. Enerji yönetimi
  4. Sadece keskin alet kullan
  5. Sayıların kuralı
  6. Marjinal kalite kuralı
Cengiz Çatalkaya, Pazarlama Blogu'nda Sunum hazırlarken nelere dikkat etmeli? diyerek olayı 8 maddede güzel toparlamış. Bir nevi "Yeni Başlayanlar İçin ..." serilerine benzettim, ya da PPT 101 dersinin ilk haftası için uygun gibi geldi.

İbrahim Ulga da Markalar & Fikirler'de boş geçiyor (PS. Bu noktada herhalde aksilik bende diye düşünmüyor değilim!). Onu da Google Hakkında 11 Marketing Tespiti ile dahil ediyor karnavalımıza. Google ilgili onca yazı arasından kişisel tespitleriyle sıyrılıyor İbrahim:

1. En önemli şey müşteridir. Yatırımları müşteri odaklı yapın ve müşterileriniz size sahip çıksın.
2. 100 şeyi yarım yamalak yapmaktansa 1 şeyi gerçekten en doğru yapmak daha iyidir.
3. Hızlı olmak yavaş olmaktan her zaman daha iyidir.
4. İnternet demokrasinin yaşandığı en büyük yerdir.
5. Web sadece PC'den ibaret değildir.
6. Aldatmadan da para kazanılabilirsiniz.
7. Bilgiyi paylaşmak her zaman sizi sevimli kılar.
8. Beynelminel düşünmek sınırları aşmanızda yardımcı olur.
9. Uyarlanabilir olmak her yerde olmak demektir.
10. Daha fazla bilgiye ulaşmak için yolu gösterin yeter.
11. Espri her zaman ciddiyeti bozmaz.

Genel

Bulut Arukel henüz Kimyaİstanbul'u açamamış herhalde diyerek onu da bu haftalık pas geçiyoruz.

Gelelim adaşım Murat Kaya'ya. Ne, o da mı bu haftayı boş geçenlerden yoksa? Olsun, 3 yılı aşkın bir blogda olur o kadar deyip Peki, o zaman onu da Aralık 2006'daki The Daily Show ile alıyoruz karnavala.

Kapanış

Allah sizi inandırsın öyle böyle değil, 2 saatten fazla vaktimi aldı bu yazıyı yazmak. Keyifliydi, olsun. Umarım beğenirsiniz. Artısıyla eksisiyle yorumlarınızı bırakırsanız süper olur.

İyi haftalar...

Cuma, Aralık 07, 2007

Yarın çok önemli bir gün!

Bu sefer biraz konumuzun dışında çıkacağım, bana gelen hoş bir maili sizinle paylaşmak istedim... Yazarı belli değil.

 

Dünya Rakı Günü – 2 Aralık

"Aralık ayının ikinci Cumartesi günü Dünya Rakı Günü olarak kutlanır..."
Rakı severler birbirlerine hediye verir.

Gidip de başkalarına "Dünya Rakı Günü diye bir şey mi var?" diye sormayın, çok ayıplarlar.
Balığı bol, mevsimi soğuk, geceleri uzun ve harflerinden "rakı" yazılabilen yegâne ay olan Aralık ayının ikinci Cumartesi'si Dünya Rakı Günü olarak kutlanır.

Bir kayda rastlanmamakla beraber Bekri Mustafa'nın da Aralık ayının ikinci Cumartesi gecesi doğduğu rivayet edilir.
Bu özel gün aynı zamanda yılbaşının şenlikli bir provasıdır.
"Dünya Rakı Günü, Türkiye ve Dünya sathına yayılmış, tüm rakı severler tarafından 2006'dan beri coşkuyla kutlanır."
Yıllar sonra tarihler böyle yazdığında, "Ben ilk günden beri kutluyorum" deme şansınız olsun .
"RAKININ da muhabbeti olur mu?" diyenler çıkabilir.
O meyhanelerde gördüğünüz rakı masaları aslında muhabbet, sohbet masasıdır,
Bektaşi der ki:

"Rakı ağızdan değil, kulaktan içilir.
Biz ona içki değil, dem deriz!"

RAKININ kitabını yazan Deniz Gürsoy, rakının nasıl içileceğini değil "Rakının nasıl içilmeyeceğini" yazmıştır. (Oğlak Yayıncılık)
Oturursun masaya, garson bir şişe rakı getirir, mezeleri sıralar, kadehini doldurur, içersin!
HAYIR, rakı öyle içilmez...
Rakının nasıl içileceğini, ya da nasıl içilmeyeceğini bilelim..

Rakı güneş batmadan içilmez.
Rakı yalnız başına içilmez,
Duvara bakılarak içilmez,
Rakı keyif için içilir,
Dertlenmek için içilmez,
Rakı sohbet için içilir.

Rakı, şakadan, nükteden, işletmeden anlamayan bayır turplarıyla içilmez.
Rakı gürültüyle içilmez.
Rakı çabuk içilmez, içip masadan kalkılmaz.

Rakı sofrasında fazla yemek yenmez, mezelerle yetinilir.
Rakı sofrasında sigara küllüğüne zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu konmaz,
Rakı kadehine önce rakı, sonra su, daha sonra da buz konur; bu sırayı bozarsanız, anason kadehin üzerine çıkar, rakının hem tadı hem keyfi kaçar.
RAKI'NIN ana mezeleri dışında, ekstra mezeleri de vardır, bir de "göz mezesi" vardır ki....tahmin ettiğiniz değil, bakın o nedir?

Yahya Kemal, her akşam sofrasını "kuş sütü eksik" kurdurur, ama çoğuna el bile sürmezmiş...

Lakin sürsün, sürmesin hepsi hesaba yazıldığı için şef garson, "kıyak yapmış", sofraya kırmızı turp koymamış...
Yahya Kemal gelmiş, oturmuş masaya söyle bakmış garsonu çağırmış:
"Nerede kırmızı turp?"
"Efendim dikkat ettim yemiyorsunuz da..."
"Ben sofraya konan her şeyi yemek zorunda değilim, onların bazıları benim göz mezemdir!" demiş..

RAKI için çok şey söylenir, yazılır, ama Necip Mirkelamoğlu' nun "Rakınamesi" de unutulur gibi değildir;
"Nükte, cinas anlayan, aheng-i bezme uyan, içip zırvalamayan; işte onadır rakı."

Perşembe, Aralık 06, 2007

pes diyorum... McDonald's son olarak ABD'de karnelere reklam veriyor!

Advertising Age’den son haber. Pizza Hut da yapıyormuş meğer. Şimdi bu okul çağındaki çocukları konuşturmasın da ne yapsın J




Salı, Aralık 04, 2007

Pazarlama Blogları Karnavalı bu hafta Zeynep Özata'da

Bu seneki Pazarlama Blogları Karnavalı'nda 3. hafta ve Zeynep Özata'dayız. Gayet keyifli bir yazı, okumanızı öneririm.

Haftaya nerede?


Beklerim...

Cumartesi, Aralık 01, 2007

GIA Grand Interactive Awards 2007 sonuçları açıklandı

Murat Buyurgan yazmış. Kazananlar arasında Alemşah ve Bora'nın ajansı 41 29 da var. Ülker için yaptıkları advergame hakkaten çok iyiydi :)

Acaba GSK niye jüri özel ödülü aldı? Meraktan soruyorum.

İşte tam liste:

GIA Grand Interactive Awards 2007
En İyi Banner Tasarımı
Reklamveren: Petrol Ofisi
İnteraktif Ajans: Rabarba
İşin Adı: Petrol Ofisi Yakıtta Kalite Kampanyası

En İyi Mobil Kampanya
Reklamveren: Doritos
İnteraktif Ajans: Aerodeon
İşin Adı: Parti Burada

En İyi Düzenli E-bülten Çalışması
Reklamveren: Bilyoner.com
İnteraktif Ajans: bezoone digital solutions
İşin Adı: Bilyoner e-bülten

En İyi Oyuna Dayalı Reklam (Advergaming) Uygulaması
Reklamveren: Ülker
İnteraktif Ajans: 41 29
Medyaİşin Adı: Rodeo Mustafalar İçin

En İyi İnteraktif Pazarlama Kampanyası
Reklamveren: Toyota / Auris
İnteraktif Ajans: Project House
İşin Adı: Toyota İnteraktif Pazarlama Kampanyası

En İyi Arama Motoruna Dayalı Pazarlama Çalışması
Reklamveren: ToyotaSa
İnteraktif Ajans: Project House
İşin Adı: Toyota Google Adwords Kampanyası

Medyanet Jüri Özel Ödülü
GlaxoSmithKline

Perşembe, Kasım 29, 2007

Blog yazarları! Trafiğimizi nasıl artıralım

Cevabı Seth Godin'in bu yazısında buldum: The Blogger's Guide to SEO (Search Engine Optimization)

Tek kelimeyle süper. Biraz uzun, ama okumaya değer (gibi). Ben henüz tamamını okuyamadım, ama okuduğum kadarıyla beni aksiyona itecek pek çok nokta var, kendi blogumla ilgili.

Ya sizin blogunuz?

Cumartesi, Kasım 24, 2007

Made to Stick

Made to Stick: Why Some Ideas Survive and Others Die kitabının eş-yazarlarından biri, Chip Heath. Stanford Graduate School of Business'ta Organizational Behavior profesörü.
Kendisiyle yapılan McKinsey Quarterly mülakatında diyor ki:

Liderler doğru fikri bulmak için haftalar veya aylar harcarlar, ancak bu mesajı iletmek için sadece bir kaç saat düşünürler. Bu bir trajedi. Ampul sadece sizin aklınızda değil çalışanlarınızın ve müşterilerinizin aklında da yansın istiyorsanız gerekli zamanı harcadığınızda emin olmalısınız.

Ne kadar doğru değil mi? Heath, fikirlerimizin insanların zihinlerine "yapışması" için gerekli 6 özellik sayıyor, ağızdan ağıza pazarlama kampanyalarından bu 6 özelliğe örnekler verebilir miyiz?
  1. Basitlik
  2. Beklenmedik olmak
  3. Somut olmak
  4. Güvenilirlik
  5. Duygular
  6. Hikayeler

Cuma, Kasım 23, 2007

Facebook'ta seçim kampanyası da olur mu?

Bal gibi de olur. Kim mi kullanıyor?

İspanya Başbakanı Zapatero, 2008 Mart ayında yapılacak genel seçimlerden önce, Facebook'ta seçim kampanyası başlattı.

Perşembe, Kasım 22, 2007

"Yılın Sitesi...Facebook un Pabucu Dama Atıldı.." maili size de geldi mi?

Bana 2 gündür bir kaç kere gelince dayanamadım, paylaşım istedim:



Ekşisözlük'ten ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz. Adresi de bu sanırım, ama en son baktığımda bir şey çıkmıyordu.

Perşembe, Kasım 15, 2007

WOMM niye çok önemli? Sadece dünyanın en eski pazarlama yöntemi olduğu için mi?

Hayır, tabii ki sadece onun için değil.

2001'deki $76 milyonluk WOMM pazarı 2006 yılında kaç yılına çıkmış sizce?

WOMMA Konferansı'ndan bir habere göre $1 milyar olmuş (tam söylemek gerekirse $981 milyon!) da haberimiz yok.

Kısaca, 5 yılda 12 katından fazla büyür mü? İşte böyle büyür. Artık "ağızdan ağıza pazarlama çok önemli" dersem kimse tuhaf tuhaf bakmasın lütfen.

Çarşamba, Kasım 14, 2007

Word of Mouth Marketing Summit Las Vegas'ta başladı

WOMMA (Word of Mouth Marketing Association) tarafından düzenlenen Ağızdan Ağıza Pazarlama Zirvesi, Las Vegas'ta A14-15 Kasım tarihlerinde düzenleniyor.



Konunun en önemli derneği en önemli olayı. Gidemesek de buradan takip edebiliriz.

Salı, Kasım 13, 2007

Facebook iş amaçlı kullanılabilir mi?

Reklam amaçlı değil de, iş amaçlı. Mesela satış temsilcilerinin bir arada olduğu bir grup olur, herkes orada fikrini, iyi uygulamaları, rakip aktivitelerini paylaşır. Bence olabilir. Hatta bir an önce denemeli.



Tom Davenport, ünlü yönetim gurusu, bu fikre kesinlikle karşı. İnsan sosyal ağını işle karıştırmak istemez diyor. Mantıklı.



Serena Software'in yaptığı gibi "Facebook Cumaları" yerine MarketingProfs'tan Paul Barsch'ın dediği gibi, eski usül telefonla aramak mı daha doğru?

Pazar, Kasım 11, 2007

Türkiye Facebook’ta ilk 5’e girmiş

Marketing Türkiye'ye göre 860.000 kullanıcıyla ilk beşe girmişiz. Üstelik son 1 ayda kullanıcı sayısı 3'e katlanmış. Eminim Zuckerberg ve ekibi çok yakında "Yahu Türkiye de neredeydi, ne yapıyor bu adamlar" diyeceklerdir.

Geçen hafta katıldığım bir dijital pazarlama workshop'unda MSN'den Ebru Çapa da bu tespitimi teyit edercesine şöyle diyordu: "Farklı ülkelerde yapılan benzer kampanyalara en yüksek ilgi oranını hep Türkiye'de yakalıyoruz. Bunun sonucu olarak da ABD'den telefonla aranıyorum".

Bugünkü Hürriyet'te (kaynağını İnternet'te henüz bulamadım) Facebook'la ilgili bir yazıda çok hoşuma giden bir cümleyi sizinle paylaşmak istedim:

Arkadaşlık, markadaşlığa mı dönüşecek? (Facebook'un yeni reklam stratejisi ile ilgili olarak)

Çarşamba, Kasım 07, 2007

Facebook'ta kendini ve şirketini pazarlama yolları

MarketingSherpa'dan bir tutorial.



Özetle, şirketler için 3 temel strateji:


  1. Markanı uygulamalarla yarat.

  2. Reklam ver. (Facebook Flyers)

  3. Reklamda çok iyi hedefleme yap.

Pazar, Kasım 04, 2007

Facebook'ta 1 milyon Türk

E-kolay.net'ten:

Tüm dünyada büyük bir hızla büyüyen Facebook, Türkiye’de adeta çılgınlığa döndü. Kullanıcı sayısı 794 bine ulaştı. Facebook yetkilileri, Türkiye’nin en aktif 25’inci ülke olduğunu açıkladı Vatan gazetesinini haberine göre, her gün 200 bin yeni üyeyle 45 milyon insanı birbirine bağlayan arkadaşlık sitesi Facebook, Türkiye’de de rüzgarı arkasına aldı. Türkiye’de en çok ziyaret edilen ikinci site haline gelen Facebook’a 3 hafta içinde 500 bin kişi üye oldu. Böylece kullanıcı sayısı da 794 bine yükseldi. Buna göre Kasım ayı içinde siteye Türkiye’den giren kişilerin sayısının bir milyonu geçmesi bekleniyor.

VATAN’a konuşan Facebook yetkilileri, Türkiye’nin, Facebook’u en çok kullanan 55 ülke arasında 25’inci sırada yer aldığını söyledi. Peki nedir Facebook’u bu kadar çekici kılan?

  • Facebook’un 49 milyon üyesi var. Yıl sonunda 60 milyon olması hedefleniyor.
  • Her ay 4 milyon üye ekleniyor.
  • Ayda 600 milyondan fazla arama yapılıyor. Toplam 30 milyar sayfaya bakılıyor.
  • Günde 8.5 milyon fotoğraf eklenen Facebook, internetin bu alandaki en büyük sitesi.
  • Sitede toplam 1.7 milyar fotoğraf var.
  • Dünyanın en çok ziyaret edilen 7’nci sitesi.
  • Facebook’ta 500 bin grup bulunuyor. Bunların 2 bini üniversite ve 25 bini ise lise grupları...
  • Üyelerin yüzde 60’ı siteye günde en az bir kez; yüzde 85’i haftada en az bir kez giriyor.
  • Facebook’un en büyük kullanıcı grubu 17-25 yaş arası kızlar (yüzde 69).
  • 35 yaş üstü üyelerin sayısı bir yılda yüzde 4700 arttı ve 3.6 milyon oldu.
  • Üyeleri hakkında her gün 300 milyon bilgi notu güncelleyen Facebook, dünyanın en büyük haber sitesi.

Cumartesi, Kasım 03, 2007

Veee sonunda: Facebook'ta Türkiye'den ilk pazarlama programı

Sizce hangi firma ve hangi ajans?

Cevabı Marketing Türkiye'nin bu haberinde gizli.

Cuma, Kasım 02, 2007

Çalışanların Facebook hayatı sona eriyor (mu? Ne dersiniz?)

Gene Marketing Türkiye'den bir haber:

IT güvenlik ve kontrol firması olan Sophos'un yaptığı araştırmaya göre çalışanların yüzde 50'sinin işverenleri tarafından Facebook'a girmesi engellendi. İşverenler, Facebook'un verimi olumsuz etkilediğini ve güvenli olmadığını düşünüyor. Sophos'un 6 yüz çalışanla yaptığı anket sonucunda yüzde 50 çalışan Facebook'un şirketleri tarafından engellediğini söyledi. Çalışanların yüzde 50'si ise şirketlerinde Facebook'un engellenmediğini söylüyor. Engellenmeyenler arasında yüzde 8'lik grup Facebook'un çalışanların tepki vermesinden korkulduğu için engellenmediğini düşünüyor. Ayrıca işverenlerin yüzde 66'sı çalışanlarının meslektaşlarıyla Facebook'ta çok fazla önemli bilgi paylaştığını düşünüyor.

Bizde hala açık, MSN geçenlerde kapanmıştı. Halbuki ben de şirket içi bir grupla Facebook furyasında iş çıkarmayı düşünüyordum...

Perşembe, Kasım 01, 2007

Size bir soru: Facebook hangi cinsiyette daha popüler?

Cevabı vermek için başka sorular da sormak lazım.

Hangi ülkede?
Hangi yaş aralığında?
Hatta belki hangi SES için? gibi...

Marketing Türkiye'den bir habere göre:

Facebook, kızlar arasında 2 kat daha popüler
Facebook çılgınlığı ortalığı kasıp kavurmaya devam ediyor. Anderson Analytics şirketinin 18-24 yaş arası kolej öğrencileri arasında yaptığı araştırmaya göre Facebook, gençler arasında en gözde sosyal-network sitesi haline geldi. Site, geçen yılın 1 numarası MySpace’in tahtına kurulurken; Facebook’un kızlar arasında, erkeklere oranla 2 kat daha popüler olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya göre MySpace, kızlar arasında ikincilik koltuğuna gerilerken, erkekler arasında ilk 5’e bile giremedi.

Araştırma, sosyal network sitelerini kullanarak genç insanları hedefleyen pazarlamacıların, erkeklere oranla kızlara ulaşmada daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor. Anderson GenX2Z Gençlik Araştırma Grubu Baş Danışmanı Jesse Chen, “Bu cinsiyet farklılaşması gerçekten dikkate değer. Gençler arasında kariyer sitelerini ziyaret oranlarına baktığımızda ise tam tersini görüyoruz. LinkerIn gibi siteleri daha çok erkekler dolaşıyor” diyor.

Kolejliler, Amerika’da pazarlamacılar için en güçlü kitleyi oluşturuyor. Anderson Analytics Yönetim Ortağı Tom Anderson, “Onlar, anne-babalarının ne alacağı konusunda çok önemli etkiye sahipler. Sonra kendi paralarını kazanmaya başlıyor ve geleceğin müşterileri haline geliyorlar. Pazarlamacıların en gözde hedefi onlar. Amerika’da herkes daha genç olmak istiyor, biz de onlarla meşgulüz” diyor.

Araştırmada ayrıca, kolejli gençler arasında en popüler kitabın “Harry Potter”, giyim markasının “Old Navy”, derginin “Cosmopolitan”, fast-food restoranının “Taco Bell”, TV programının “Grey’s Anatomy”, içeceğin “Coca Cola”, MP3 çaların “iPod”, müzik grubunun “Linkin Park” ve ünlünün de “Johnny Depp” olduğu ortaya çıktı.


En popüler markalar da var. Türkiye'de böyle bir araştırmayı niye Türkiye'de tekrarlamayalım? Buradan pazar araştırması şirketlerine çağrı... Umarım duyan birileri olur :)

Salı, Ekim 30, 2007

Türkiye'de Facebook her yerde iken, hangi network ne amaçla kullanılıyor dersiniz?

The Philadelphia Inquirer'a göre

  • Facebook: Çoğunlukla arkadaşlarla irtibatta olmak için kullanıyor.
  • Myspace: Özellikle eğlence işinde olanlar için (müzisyen, stand-up sanatçısı vb.) profesyonel amaçlı kullanılıyor.
  • LinkedIn: İş amaçlı bir sosyal site- "as a place to network and look for work"

Bu arada MySpace'te 100 milyon kişiye karşılık Facebook'ta 48 milyon kişi varmış. Ben şu anda sadece Facebook'ta varım ve orada bile olayın hızına adapte olabilmiş değilim. Diğerlerine girebilir miyim, pek zannetmiyorum.

Bence şirketler için yepyeni ve çok kuvvettli bir dahili ağ olarak kullanılabilir. Şahsen ben ciddi ciddi düşünüyorum. Düşünsenize, satış & pazarlama teşkilatınızla kapalı bir network üzerinden her türlü bilgiyi paylaşsanız güzel olmaz mı? E-postadan ne farkı mı var? Çok farklı bence.

Pazar, Ağustos 26, 2007

65,000 kişinin izlediği viral video satışları %30 artırabilir mi?

Evet, ama satış tabanı muhtelen azdı.

Cuma, Ağustos 17, 2007

Şu anda okuduğum kitabı herkese tavsiye ediyorum!

Şiddetle, hararetle tavsiye olunur.

4HWW, şu anda Amazon.com'da en çok satanlarda #20.

Buraya da bakabilirsiniz.

Çarşamba, Ağustos 15, 2007

Bugünkü Sabah-Günaydın'da WOMM!

Eveeeeet, Hürriyet İK'dan sonra WOMM şimdi de Sabah'ta...

Şirin Hanım magazin eki olan Günaydın'da süper bir yazı yazmış. Yazıdan konuyu araştırdığı da belli, çünkü WOMM'u "ağızdan ağıza pazarlama" olarak tanımlıyor.

Hoşuma giden başka bir tanım ise sosyal reklam.

Diyor ki:

Toplum önerlerine reklamını yapmak istedikleri ürünlerini yolluyorlar ve 'bunları kullan ve anlat' diyorlar.
Yeni çağın reklam metodu bu artık!

Ne kadar da doğru, değil mi?

Pazartesi, Ağustos 13, 2007

Nothing is impossible: Paul Potts'un hikayesi

Paul Potts kim mi? Gelin Wikipedia'dan bakalım:

Paul Potts (born 1970 in Bristol, England), from Port Talbot in South Wales, is a singer who became the winner of the first series of ITV's Britain's Got Talent, singing operatic arias and impressing the judges in all of his performances. At the time of his victory on Britain's Got Talent, he had been working in The Carphone Warehouse, but following his win he has been signed by the show's judge Simon Cowell to record an album. Potts has previously worked in unpaid opera productions from 1999 to 2003, however, a series of illnesses combined with a bicycle accident in 2003 brought an end to his amateur opera career.[2]

Britain's Got Talent
On
June 9, 2007, Potts' audition of Simon Cowell's new search-for-a-star show Britain's Got Talent was televised on ITV in UK. The actual audition was held at the Wales Millennium Centre in Cardiff on March 17, 2007[10]. Paul sang a condensed version of Giacomo Puccini's "Nessun dorma", which impressed the judges and received a standing ovation from the audience of 2,000 people. Potts' rendition of this has currently been viewed on video upload site YouTube tens of millions of times and exists among Youtube's all-time most viewed videos.

Youtube'un gücü diyorum. Biz de benzer örneklerini görmüştük biliyorsunuz. En merak ettiğim şey, acaba Paul bu başarıyı devam ettirebilecek mi?

Pazar, Ağustos 12, 2007

Teşekkürler...

Geçen pazar bir de baktım ki 1 ayı aşkın süredir hiç yazım yok. Halbuki tatil boyunca bir sürü kitap, makale vb. okudum, WOMM'la ilgili fikir düşündüm.



Hatta unutmadan tatile çıkmadan bence gerçekten güzel bir projeyi hayata geçirdik bizim takımla. Sonuçları da etkileyici oldu.



Neyse, gelelim asıl konuya. Statcounter'dan ve feedburner'dan blogumun durumuna baktım ki ne göreyim: subscriber sayım 44'e ulaşmış. Bir sürü mail yoluyla abone olan var.



Kısaca okuyanlara bir teşekkür etmek istedim. Bundan sonra daha düzenli olarak yazılarıma devam etmeye çalışacağım. Eğer siz de beğenmeye devam ederseniz, lütfen çevrenize beğeninizi iletin :)

Viral kampanya ürün sattırır mı?

Cevap veriyorum: Evet.

Nereden mi biliyorum? Şu anda bir Nokia N95 sahibiyim. Eşim sağolsun hediye etti.

Ama ona hediye fikrini veren benim. Hatırlayın.

Fanatik nasıl yaratılır?




Salı, Temmuz 03, 2007

Bana gelen SUPER e-maili paylaşmak istedim, bakalım kaç yerde WOM yakalayacaksınız?

Gönderen arkadaşımın adını gizledim, geriye kalan hiçbir şeye dokunmadığımı özellikle belirteyim.

-----Original Message-----
From: XXX YYY [mailto:XXXYYY@hotmail.com]
Sent: Monday, July 02, 2007 6:25 PM
To: XXXYYY@gmail.com
Subject: Must read:-)

Dear Friends, Colleagues, Teachers,

A while ago, my high school and university classmate and presently close
friend Irem recommended a book and lent it to me. When I finished reading it
I was in such high spirits that I started telling about the book to my
friends and family. Then, Irem had a great idea: Why don't we write a short
introduction to the book and send it to our contacts who would be willing to
know about it? I agreed and together, we composed the text below. I hope you
will have fun and reflect while reading this successful collection of Kevin
Revolinski's memoirs.

With love,

XXX YYY


THE YOGURT MAN COMETH Tales of an American Teacher in Turkey
By Kevin Revolinski
2006, Citlembik Publications

Perşembe, Haziran 21, 2007

"1.000.000 Kere oynanan bir oyun yapmak" mı? Hiç de kolay değil

Alemşah yazmış: 1.000.000 Kere oynanan bir oyun yapmak

Ülker Rodeo için yaptıkları Mustafalar İçin advergame'i, 1 milyondan fazla oynanmış. İtiraf ediyorum, bundan önce bakmamıştım; ancak TV'de gördüğümden beri merak ediyordum.

Başarılı bir viral kurgusu olduğu kesin. Niye mi?
  1. Oyun zevkli :) "Arkadaşına gönder" kurgusu sırf bu yüzden çalışır.
  2. Sağlam hediyeleri var (nam-ı diğer havuçlar, Vespa gibi, Ipod gibi).
  3. Tasarım harika.
  4. Yarışma hissi muhteşem.
  5. Oyuna dalmak için saatler harcayıp sayfalarca form doldurmuyorsunuz.

Özetle, tebrikler!

Hem 41 29'a hem de bu cesareti gösterip TV reklamlarına çıkan Ülker'e.

MySpace.com'a Rakıcıların alternatifi: buyukkeyif.com

Marketing Türkiye'den bir haber: Buyukkeyif.com Buluşmaları’nın 3.sü Asmalımescit’te

Perşembe, Haziran 14, 2007

McDonald's ABD'de annelerden oluşan bir danışma/Pr kurulu kuruyor

Advertising Age'den bir haber:

..."That's a hell of a good idea," said Richard Edelman, CEO of PR agency Edelman, noting that "a person like yourself" was rated the most credible spokesperson in its annual "Trust Barometer" survey for the past two years. "This is a very healthy development for McDonald's and for corporate America in general to facilitate that kind of dialogue. It's a good way for McDonald's to listen" ...

Çarşamba, Haziran 13, 2007

Second Life'taki ilk Türk markası kim sizce?

Cevap burada.

Salı, Haziran 12, 2007

Flaş flaş flaş! İsveç'ten son zamanların en iyi WOMM lansman kampanyası: Nokia N95 ve www.greatpockets.com

Advertising Age'den...

Nokia N95 için yapılan kampanya, hakikaten son zamanlarda gördüğüm en güzel WOMM kampanyası.

Kudos to Farfar!

Pazar, Mayıs 27, 2007

Geçtiğimiz Cumartesi, "İngiltere'de İnternet, reklam mecrası olarak radyo, açıkhava ve sinemayı geçmiş." yazmıştım.

Sadece İngiltere değil, ABD'de de İnternet almış başını gidiyor. Ad Age'deki habere göre 2006 yılında İnternet reklam cirosu %35 büyümüş, $16.9 milyar!

"Deli manyak bir insan"ın sıkı "viral" projesi

Antifit'te Alemşah yazmış:

Criss Angel, bir illuzyonist. Sitesini de aynı konseptte hazırlamış. Burada aklını almak istediğiniz arkadaşınızın adını ve telefonunu yazıyorsunuz, size bir link çıkartıyor, o linki arkadaşına gönderiyorsunuz. Video’nun içinde arkadaşınızın adının 2. harfini ve telefon numarasını biliyor. Uzun zamandır gördüğüm en iyi numaralardan birisi!

Kesinlikle katılıyorum. Hakikaten sağlam bir viral kurgusu var. Criss Angel'ı bilmeyenler için bakın Ekşi Sözlük'te neler demişler. Digiturk'u olup da henüz kendisiyle tanışmamış olanlar S'nek'te izleyebilirler.

Cumartesi, Mayıs 26, 2007

Marketing Türkiye'nin web sitesinden: "Online, diğer mecraları zorluyor"

İngiltere'de İnternet, reklam mecrası olarak radyo, açıkhava ve sinemayı geçmiş. Hiç tahmin etmezdim.

Bu artışta WOMM elementlerin rolü olduğunu düşünüyorum: social spaces, consumer generated media, viral marketing vb.

Ne dersiniz?

Bir soru da şu: Acaba Türkiye'de durum nasıl?

Pazartesi, Mayıs 21, 2007

Son dönemdeki en başarılı viral pazarlama örneklerinden biri: Diesel

Advertising Age'den...

http://adage.com/article?article_id=116571

Cuma, Mart 23, 2007

Elidor ve yeni WOMM kampanyası: Saçlarım Yıpranıyor!

Fikir güzel, uygulama güzel... www.saclarimyipraniyor.com

Sonuçlarını merakla bekliyorum, emeği geçenlere tebrikler.

Salı, Mart 06, 2007

Maaş artışı mı isteyeceksiniz? Okumaya devam edin...

Özetle: Maaş artışı istemeden önce patronunuzdan herhangi bir konuda görüş isteyin. Ardından kendi isteğinizi söyleyin. İstediğinizi alma şansınız artacaktır.

Niye mi? Hawthorne Etkisi sağolsun. Peki WOMM'la ne ilgisi var? "Müşterilerinizden oluşan bir kurul oluşturun, onlara ürününüz veya stratejinizle ilgili danışın. Böylelikle "promoter" müşteri kazanın" der Paul Marsden.

P&G'nin ünlü Tremor'u, şimdi de bizim Fikrimuhim'imiz bu mantıkla çalışıyor...

Pazar, Mart 04, 2007

Altı Üstü Tasarım'dan...

Mehmet Doğan'dan WOM'un gücü ve kurumsal bloglar üzerine çok güzel bir yazı. Şiddetle tavsiye olunur.

Hürriyet İK'dan WOMM haberleri

Bugünkü Hürriyet İK'dan Gaye Güzelay'ın haberi, kaçıranlar için:

Ağızdan ağıza pazarlama dürüst olmazsa geri teper
Dave Balter, reklam sektöründe Word of Mouth Marketing yani ağızdan ağıza pazarlama kampanyalarıyla tanınan BzzAgent’in kurucusu ve CEO’su. Şirketinin amacı, konuşulmaya değer bir olay gerçekleştirmek, yani ağızdan ağıza pazarlamayı harekete geçirmek. MediaCat’in düzenlediği, 6 Mart’ta yapılacak Word of Mouth Marketing konferansında konuşmacı olan Balter’a, bu farklı reklam kampanyalarının nasıl yürütüldüğünü sorduk...

WOMM üzerine bir kitap
Konferans konuşmacılarından George Silverman’ın "Ağızdan Ağıza Pazarlama, WOMM’un 28 Sırrı" adlı kitabı MediaCat yayınlarından çıktı. Kitapta bir ağızdan ağıza kampanyasının başarılı olması için gerekenler şöyle sıralanıyor:
* Üstün bir ürününüz olmalı (ürün üstünlüğünüz yoksa yaratmalısınız).
* Pazarınızdaki önemli etkileyicilere ulaşmanın bir yolunu bulmalısınız.
* Ürününüzün ne kadar harika olduğuna şahit olan çok sayıda hevesli müşteriniz ya da size yardımcı olmaya hevesli bir uzman heyetiniz olmalı.
* Bir veya birden fazla çarpıcı hikayeniz bulunmalı.
* İnsanların ürününüzü doğrudan ve düşük riskle denemesinin bir yolunu bulmalısınız.

Cuma, Mart 02, 2007

Mad Dog Tubs yazıyor!


Mini USA'dan hoş bir bir ikili: Hammer & Coop, "advertainment" üzerine kurulu. Biraz Mike ve Gitt'i hatırlattı bana, bir de webisode'ları izlemekte zorlandım, muhtemelen bağlantı hızımdan ötürü.
Bu arada "Action Name Generator" diye bir bölüm var, benim adım Mad Dog Tubs olmuş da haberim yok!

Perşembe, Mart 01, 2007

Cenk Erdem usulü pinpon

WOMM Konferansı için süper bir teaser!

Pazar, Şubat 25, 2007

Mercan Abi - Türk "Subservient Chicken"?

MercanAbi ile hoş muhabbetler ister misiniz?

Bana direk Burger King'in itaatkar tavugunu hatırlattı. Her soruya güzel cevap veremiyor ama gene de süper bir viral pazarlama örneği bence.

Hoş, Mercan'ı çok da sevmiyorum, rakıda tercihim muhtemelen farklı olacak ama markaya olumlu katkısı kesinlikle oluyor.

Pazar, Şubat 18, 2007

Aman tanrım! THY'den kurumsal blog (galiba)



"Niye bir Garanti blogu, Arçelik blogu, Akbank blogu, Eti blogu yok mesela diye düşünmeden edemiyorum. Belki var, ama ben kaçırıyorum?" yazmıştım geçen hafta. O sırada var mıydım bilemiyorum, dün online check-in yaparken fark ettim, THY kurumsal blog açmış: Yolcunun Seyir Defteri. RSS feedi bile var. THY'i takdir ettim. Gel gelelim şu anda sadece 2 yazı var. Şöyle bir ibare olmasından mıdır acaba:

Göndereceğiniz metinler; gerekli editoryal işlemden geçtikten sonra, web sitemizin ‘Yolcunun Seyir Defteri’ adlı bölümünde yayınlanacaktır.

Kurumsal bloglarla ilgili Alper Akcan'ın da güzel bir yazısı var. "Eger kurumunuz son kullanicilar ile iç içe ise, onlarin görüslerinin önemine inaniyorsaniz ve gerçekten samimi olmanin gereklerini yerine getirebileceksiniz, sirket blogunuzu hemen açmalisiniz. Kurumsal blog demiyorum, çünkü bu isim blog tanimina biraz ters. Bu blog sayesinde sirketinizi kagit üzerinde bir tanim olmaktan kurtarabilir, ona bir insan kimligi kazandirabilirsiniz. " diyor Alper. Şimdi peki THY nasıl bir kimlik kazanmış oluyor?

Genel Müdür ve E-Ticaret başlıklı 2 blog daha var, ancak henüz "Bu sayfa yapım aşamasındadır". Keşke bitmeden önce koymasalardı...

Özetle, hoş bir başlangıç.

Cumartesi, Şubat 17, 2007

Kodak'ta değişim rüzgarları

Kodak, kendisi ile ilgili bir videoyu Youtube'dan yayıyor. Türkiye'den örnek var mı?

Pazar, Şubat 11, 2007

Türkiye Türkiye duy sesimiz, işte bu, Fikir Liderleri'nin ayak sesleri!

Müjde, müjde! Tüm okurlara duyurulur:

Fikrimuhim.com açıldı. Acayip sosyalim, sözüm dinlenir diyen ağır abiler-ablalar, kısaca mahallenin "fikir liderleri" bir de internet kullanıyorlarsa fikri mühim olabilirler. Siteden alıntı yaparak açıklamaya çalışayım:

fikrimuhim.com Nedir?

fikrimuhim.com, tüketiciye üreticiyi etkileme şansı veren; ürün, hizmet ve reklamlara “ben de varım” diye haykırma olanağı tanıyan benzersiz bir platformdur. fikrimuhim.com ile fikirleriniz gazete ve televizyonlarda gördüğünüz iş adamları ve yöneticilere kadar gider, onlar tarafından mühimsenir. Artık, günlük yaşamda, kullandığınız ya da tecrübe sahibi olduğunuz ürün ve hizmetler hakkında yaptığınız konuşmalar uçup gitmek şöyle dursun, markaları yönlendirecek kadar güçlü hale gelecek. Şeffaflığı, dürüstlüğü ve interaktif iletişim özelliğiyle tüketiciye hakettiği bütün bu gücü sağlayan fikrimuhim.com, Türkiye’nin ilk WOMM (Word of Mouth Marketing – Ağızdan Ağıza Pazarlama) hareketidir.

Gücünü sözlerden alan bu pazarlama devrimine hoş geldiniz!

Yerli malı Tremor. Pratik uygulamaları merakla bekliyorum. Ben de hemen kayıt oldum bu arada. Yalnız kayıt olurken bazı sorulara dürüst cevap vermekte zorlandım, insan ne kadar az eşi dostu olduğunu anlayınca bir hoş olabilir...

P.S. "Copyrigt 2007" sanırım "Copyright 2007" olacak.

Gün gelecek, blogsuz şirket kalmayacak (mı acaba?)

Gaye Güzelay, bugünkü Hürriyet İK'da Gün gelecek, blogsuz şirket kalmayacak diyor. Bu konuyu çeşitli seferler yazmıştım blogumda. Kendi şirketi olan eşe-dosta blog açmalarını, bedavaya ciddi tanıtım yapabileceklerini defalarca söyledim.

Ancak sonuç alamadım. Nedenini araştırdığımda hep aynı mazeret karşıma çıktı: Yoğun tempodan ötürü düzenli yazı yazamayız, sonra blogumuz ne olur?

Doğru, düzenli yazı yazmak çok önemli. Ben de bu blogdan ve son aylardaki muhteşem (!) yazma frekansımdan ötürü bunu bizzat biliyorum. Ama istedikten sonra, niye olmasın? Uygun birine yazma görevi delege edildikten sonra hafta 2 yazı bile yeterli olabilir. Bu arada şunu da vurgulamak lazım, blog yazmak kolay değil. Evet, yazının kendisi belki ortalama yarım saatinizi alıyor olabilir, ama o yazı öncesinde okumaya ve düşünmeye ayrılan zamanı da işin içine kattığınızda süre epeyce artıyor.

Türkiye'den bildiğim tek şirket blogu, Alaaddin Adworks'e ait. Ne şaşırtıcı ki o da bir reklam ajansı :) Niye bir Garanti blogu, Arçelik blogu, Akbank blogu, Eti blogu yok mesela diye düşünmeden edemiyorum. Belki var, ama ben kaçırıyorum?

Pazartesi, Şubat 05, 2007

Oyun içinde oyun: Advergaming

Aman tanrım, bu ara advergaming acayip popüler. 3 Şubat 2007 tarihli CNBC-E Business dergisinden haberin başlığı: Oyun içinde oyun: Advergaming.

İnternet sitesinde şöyle deniyor:

Oyun sektörü dünyada 30 milyar dolarlık büyüklüğe erişip Hollywood’u solladı. Sektör bu kadar popüler olup tavan yapınca reklamveren için de yepyeni bir mecra doğmuş oldu: Oyun içi reklamcılık, yani advergaming.
Sony, Nintendo ve Microsoft gibi markaların yeni nesil oyun konsollarını art arda piyasaya sürmesi, video oyun sektörünü dünya çapında büyük bir değişime soktu. 2002’de 20 milyar dolar seviyesindeki video oyun sektörü, bugün 30 milyar doları aşarak Hollywood’un gişe hasılatını bile solladı. Yapılan araştırmalar da sektörün küresel ekonomideki çalkantılardan fazla etkilenmediğini ve en hızlı büyüyen sektörlerin başında geldiğini ortaya koyuyor. Sektörün (sadece oyun değil) video oyun sektörü olarak ifade edilmesinin nedeni ise artık dünyada bilgisayar oyunlarının toplam oyun sektörü içinde sadece yüzde 10’luk bir paya sahip olması. Bugün dünyanın birçok ülkesinde video oyun sektörü, bilgisayar oyun sektörünün çok önünde yer alıyor. Ancak durum Türkiye’de dünya genelinin tam tersi bir görünüm arz ediyor, video oyunlarına bile bilgisayar oyunu deniyor. Bunun nedeni Türkiye’deki oyuncuların büyük çoğunluğunun bilgisayar oyunlarını tercih etmesi...


Nintendo Türkiye Genel Müdürü Hasan Çolakoğlu, Türkiye’de konsollar için gereken pazarlama ve kanal altyapısı bugüne kadar oluşmadığı için bilgisayar oyun pazarının gereksiz derecede önem taşıdığını söylüyor. Durum böyle olunca da Türkiye’de ağırlıklı olarak bilgisayar oyunu oynanıyor. Çolakoğlu: "Ülkemizde dünyayla karşılaştırılamayacak bir PC oyuncu kitlesi var. Bunda 12 bini aşkın internet cafede oyun oynanıyor olmasının etkisi de çok büyük. Türkiye'de 8-24 yaş arası kullanıcıların yüzde 50'si oyun oynuyor. Ama bunların yüzde 80'i bu iş için hâlâ PC kullanıyor. Dünyada PC oyunlarının ağırlığı artık çok az, daha da azalacak. Türkiye’de de konsolların gelmesiyle bilgisayar oyunların ağırlığının azalmasını bekliyoruz."

Asıl ilginci, haberde yer alan başka bir bölüm: İlaç Sektörü İçin Bulunmaz Fırsat. Bu bölümde MagiClick'in geçmiş yazılarımda yazdığım, ilaç sektörü için yaptığı çalışmalardan örnekler var.

Pazartesi, Ocak 29, 2007

Kadınlar için Viagra geliyor

Advertising Age - Female-Arousal Market Heats Up'taki habere göre, Zestra isimli over-the-counter bir preparat, tam adıyla "Zestra Bayan Tahrik Sıvısı (Female Arousal Liquid)", Mayıs 2007'de ABD'de 10 milyon dolarlık bir kampanyayla 90 milyon bayana ulaşmayı hedefliyormuş.

Zestra'nın 30 sn'lik reklam spotu, göreceli olarak düşük medya ağırlığı olan lokal testlerde bile markanın satışlarını ciddi oranda artırmış.

Çok merak ediyorum bu 10 milyon dolarlık pastadan WOMM ne kadar pay alacak? WOM etkisi bu kategoride oldukça yüksek oluyor, eğer bir de ürün işe yarıyorsa satışlar ciddi patlayabilir.

Bakalım, göreceğiz. Google'dan yaptığım kısa araştırma, hali hazırda online ortamda ciddi bir Zestra gürültüsü olduğunu gösteriyor.

Pazar, Ocak 28, 2007

Online WOMM offline WOMM'a karşı - Part 2

19 Eylül'de şöyle demiştim: "Ama belki de en önemlisi, ister online olsun ister offline, viral WOMM programlarının iki yönden de desteklenmesi en iyi sonucu verecektir."


WOM Research Blog'da 2004 yılından bir araştırmadan alıntı yapılmış. Araştırma bulguları, insanların online veriye dayanarak offline kararlar verdiklerini ve online diyalogların offline için bir "proxy" olarak kullanılabileceğini gösteriyor.

Offline mı online değil, offline+ online + diğer yöntemler...

26 Aralık 2006'tan beri neler oldu?

Herkese merhaba. 26 Aralık 2006'dan beri yazı yazamıyordum, şaka gibi, 1 aydan fazla olmuş. Hoş, 26 Aralık'tan önce de hem yazı sıklığımda, hem de kalitede bir miktar ödün vermiştim. İş yoğunluğu altta yatan en önemli sebep.

Bu süreçte, hem blogosferi hem de gerçek dünyayı eskisi kadar iyi takip edemedim. Hem okuyamadığım, hem de yazamadığım için kendimi kötü hissetmeye başlamıştım. Bugün bir gazla blogun istatistiklerine baktım. Görüyorum ki yeni yazı yazmadığım sürede bile hem sadık okurlar siteye girmeye devam etmiş, hem de yeni okurlar kazanmışım (kaybetmiş de olabilirim tabii yeni yazı yazmayarak)...

Neyse, lafı fazla uzatmaya gerek yok, bu blogun varoluş amacı belli: WOMM/WOM/Ağızdan ağıza pazarlama. Bu minvalde geçen 1 aylık sürede neler oldu, onları bu yazıda toparlamaya çalışacağım. Bundan sonrası için de gene belli bir sıklıkla yazılar yazacak ve bu blogu hayatta tutacağım.

1. Türkiye'de bir ilk, Mediacat tarafında düzenlenen WOMM konferansı: Aylardır yazdık, çizdik. Türkiye'de WOMM patlıyor, patlayacak derken nihayet patladı.

6 Mart'ta Swissotel'de düzenlenecek WOMM konferansı, çok şeylere gebe. Öncesinde de Türk pazarlama bloggerları ile yakın ilişki içerisinde olan bu konferanstan çok şeyler bekliyorum. Konferansın web sitesinde "Makaleler" bölümünde bu blogtan yazılar bulabilirsiniz. "Konuşmacılar" bölümünde de bu konferansın hayata geçmesinde her halde en fazla emek harcayan kişilerden biri olan Renan Tavukçuoğlu'nun adını göreceksiniz. Kendisini geçen yıl Mediacat'in WOMM'la ilgili düzenlediği workshop'ta tanıma fırsatını bulan bir kişi olan projelerini dinlemeyi dört gözle beklediğimi söyleyebilirim (Fikrimühim, fikir liderleri için düzenlenen bir projeyi çağrıştırdı bana, ama hangi segmenti fikir liderleri acaba? 13-17 yaş arası delikanlılar mı yoksa 26-35 arası A/B profesyoneller mi? Hep birlikte göreceğiz...)

2. BenceWOM.com giderek artan WOMM furyasında yerini almaya başladı: MediaCat Online'da "Faydalı Linkler" kısmında "Bloglar" ve alfabetik sıralama sağolsun üstlerde yer alan BenceWOM.com :)

3. 2006 yılında Time Dergisi'nin "Yılın İnsanı" ödülünü "Sen/Siz" kazandı, yani bizler: Web 2.0, bloglar, YouTube, MySpace derken sonuç bu oldu. Şaşırtıcı mı? Bence değil.

4. Advergame en popüler WOMM programı olarak aldı başını gitti: 24 Aralık Pazar tarihli BusinessWeek Türkiye'den bir Dilek Taş imzalı bir haber: Tüketiciyi Oyunla Tavlama Hedefi. Haberde adı geçen siteler ve firmalar ise şöyle:

Haberdeki advergamelerle ilgili daha fazla ayrıntıya buradan ulaşabilirsiniz.

5. Yeni bir WOMM uygulaması / teasing kampanyası?: Basın ve interneti iyi paslaştıran bir kampanya, hangi firmanın acaba: www.tecrubelipilotlaraniyor.com

6. www.kukupa.net

Blogger’lar Davos’ta rüştünü ispatladı

28 Ocak 2007, Hürriyet İK'dan Arzu Çakır'ın haberi: Blogger’lar Davos’ta rüştünü ispatladı:

Dünya Ekonomik Forumu’nun her yıl ocak ayında düzenlediği zirve, İsviçre’nin kayak merkezlerinden Davos’u, katılımcıları itibariyle bir-iki günlüğüne dünyanın merkezi yapıyor. Devlet başkanları, başbakanlar, iş dünyasından patronlar, bilim adamları güncel dünyevi sorunları tartışıyor. Zirvenin ilgi çekmesi için Davos’a mutlaka ünlüler de davet edilir. Bono, Sharon Stone, Angelina Jolie gibi.

Bu kadar önemli insan biraraya gelince dünyanın her yerinden yüzlerce gazeteci de doğal olarak akın eder Davos’a. Bu yıl Davos’ta kamp kuranlar arasında blog dünyasının önde gelen kalemleri vardı. Toplantılardan canlı yayın yapıp anında kendi blog sayfalarında yayınladılar.

Zirvenin kurucusu ve organizatörü Klaus Schwab, Davos’a gelen blogger’larla tek tek tanışıp, ellerini sıkmış. Yani dünyaca ünlü gazetelerin yazar ve muhabirlerinden ayırmamış. Bunu nereden mi biliyorum? Blogosfer’in en ünlü kalemlerinden Jeff Jarvis’in yazdıklarından ve Youtube üzerinden yayınladığı videodan...

Blogger’lar Davos’ta rüştünü ispatladı denilebilir. Darısı Türkiye’deki internet muhabir ve yazarlarının başına.

Amin.