Pazar, Aralık 09, 2007

II. Pazarlama Blogları Karnavalı'nda bu hafta BenceWOM.com'dayız

Eveeet, sıra geldi çattı karnavalı BenceWOM.com'da ağırlamaya. Ne yalan söyleyeyim, heyecanlıyım. Şu ana kadar yüzlerce yazı, rapor ve makale yazmama, bir o kadar da sunum yapmama rağmen ilk defa kaliteli yazılara kendimce bir "editorial" yazıyorum. Sürç-i lisan edersek affola!

Bu arada her ne kadar sizlere tanımasam da blogların o yakınlık etkisinden dolayı yer yer ilk isimlerinizle hitap edeceğim, umarım rahatsız olmazsınız.

Öncelikle şu ana kadar bizi süper ağırlayan Hüseyin, Zeynep Özata ve Özgür Emre'ye teşekkür edelim. 2. tur teşekkürlerimiz ise bu hafta işimi kolaylaştırmak için bana yazılarına gönderen Cengiz ve Tunç'a...

Gelelim tenkitlere. 3 değil, 5 değil, 7 değil, tam tamına 9 arkadaş bu haftayı pas geçmiş, durum böyleyken onları eski yazılarıyla dahil ettik karnavalımıza.

Tüm yazıları elimden geldiğince konu başlıklarına toparlamaya çalıştım, okurken rahat edersiniz düşüncesiyle.

Afiyet olsun diye o zaman!

Reklam

Alemşah Öztürk, Antifit'te bize A Takımı'ndan Mr. T ile Warcraft reklamında hoş bir nostalji yaşatıyor. Mr. T'ye hayrandım çocukken. Pek çok yerde username olarak Mr. T kullandığım olmuştur itiraf ediyorum :) Yaşlanmış haliyle ama karizma yerinde.

Onur Yüksel Brand Box'ta Reklam imajları anlamlı olarak ilişkilendirebilme işidir. adlı yazısında şöyle diyor: "Peki anlatmak istediklerimizi karşımızdakine nasıl aktarabiliriz? Yardımcı İmajlar kullanarak (Referans noktası belirleme)" ve Adidas'ın Forever Sport'undan güzel bir örnek veriyor.
PS. Bu da Onur'un not defterinden Womm için 3 anahtar (Walter J. Carl).

Tunç Kılınç, Fikir Atölyesi'nde Hayal Dünyamızı Yönetmeye Çalışanların Dayattıkları Seçimler… başlıklı yazısında "Binlerce reklam kirliliği arasından sıyrılabilen, yaratıcı iletişim yapan markalara saygım büyük olsa da, son zamanlarda reklam dünyasına karşı daha bir tedirgin durmaya başladım" diyerek eleştirel bir bakış açısı ortaya koyuyor. Yazısında en çok beğendiğim filmlerden ikisi, Fight Club ve Trainspotting de var.

Marka

A. Selim Tuncer'i öncelikle 3. yılına giren Diyalog'daki başarısı için tebrik ediyoruz. 13. yılını da kutlarız inşallah! Selim'in karnavallık son yazısını geçen hafta Zeynep kullanmıştı, ben de eskilerden (1 Ekim 2006) marka değeri ile ilgili şu yazısını seçtim: Marka değerini bilmek demek işte bu demektir: Yapı Kredi, Koçbank’a gömülmedi! Yazının başındaki sörf yapan Worldpuanlara (nam-i diğer Vadaa) "güle güle" dediğimiz bu günlerde iyi gider diye düşündüm.

Briefistan'da Janzu Samimiyet diyor, "Bir kredi kartının reklamının aslında ne kadar "göze batmadan" ve "samimi" yapılacağının kanıtı"nı veriyor.

Burcu Tüzün, Pazarlama Cadısı'nda En Sorunlu Marka "Türkiye" derken Türkiye'nin SWOT analizine başlamış. Uzun, ama keyifli bir yazı. PS. Bir GS'li olarak Sarı Lacivert Kulaklar'ı da gördüm, aslında onu alacaktım karnavala ve dünkü basketbol maçındaki galibiyetimizi irdeleyecektim; son anda vazgeçtim :) )

Fatih Taşkıran, Mahhem'de boş geçenlerden (PS. bu kaçıncı oldu?), ona da canın sağolsun diyor ve Kasım 2006'dan Internet’te Marka Oluşturmak - 2: Markanıza İsim Vermek adlı yazısını alıyoruz karnavala. Fatih'in de söylediği gibi az yazıyor, ama öz yazıyor (PS. öz demek kısa demek değil!)

Münteha Mangan, kendi adını taşıyan blogunda geçen hafta hem Hüseyin'in ilgilendiği, hem de Zeynep'in karnavala aldığı FARKLILAŞ BAKKAL AMCA!'yı TEZGAHTAN MI BESLENSEK? ile devam ettiriyor.

Pazarlama
Hüseyin, Benim Naçiz Fikrimce'de Under Contraction adlı yazısında (PS. Under Construction olmayacak mıydı?) benim de takık olduğum bir konuya değiniyor; hazır olmadan yapılan reklam, veya bütünleşik pazarlama iletişiminde (ing. IMC - Integrated Marketing Communication) kopukluk. Örnek de Cumhuriyet'in ilk bankasının müzesi.

Özgü Güder'de hug*theworld* ile bu haftayı boş geçenler kervanına katılıyor :) Onu da Pazarlama Dediğin Ne ki..? adlı yazısında pazarlama fonksiyonuna getirdiği bakışıyla karnavala dahil ediyoruz.

Özgür Emre Öztürk, Ad Marketum'da Dexter’dan inanılmaz Tanıtım! Bireye Özel Pazarlama iletişimi! diyor. Yazı kısa, ama kullandığı video çarpıcı.

Zeynep Özata'da ise bu hafta yeni bir yazı bulamadım (PS. Geçen hafta Özgür Emre'ye dokunduruyordu halbuki :) ), ben de bu haftaki karnavala İçerik arttı, mertlik bozuldu…'yu aldım . Zeynep içerik diyor, İnternet diyor, Web 2.0 diyor ve şöyle bitiriyor:

"Tüm bu anlattıklarım ne yazık ki Internet üzerinde yarattığımız herşeyi ne denli çabuk tüketmeye başladığımızın bir göstergesi bana göre. Öyle hızlı bir tüketim ki artık uzun yazılar okumaya tahammülümüz yok. O yazıda anlatılmak isteneni tek bir fotoğraf özetlesin istiyoruz. O fotoğrafa da şöyle bir bakıp geçiyoruz çünkü sırada bakılması gereken daha yüzlercesi var..."

Katılmayan var mı?

Ağızdan ağıza pazarlama (WOMM)

Emine Can TRaumbilDesign'da da bu haftayı boş geçenlerden. Canı sağolsun diyor, EN YARATICI KİM ? yazısını alıyoruz; consumer generated content'e (CGC) Türkiye'den güzel bir örnek veriyor: Honda'da http://www.enyaraticikim.com/

Gökçen Karan'ın vlogunda da ise müjdeli bir haber var: Yeni başlayanlar için Video Blog Rehberi isimli kitabım çıktı!.. Daha ne olsun :)

Eren Kumcuoğlu ise Dare to be Different'ta Nasıl dolandırıldım? diyerek başından geçen tatsız bir olayı anlatıyor, ama bendeniz müsaadenizle onu LC Waikiki ve Viral Pazarlama'nın karanlık tarafı ile karnavala dahil edeceğim (3 Kasım 2007 tarihli yazısı).

"WOMM'un ve benzer mecraların ne kadar etkili bir güç olduğunu farkeden (akıllı değil) "uyanık" pazarlamacılarımızın, bunları negatif yönde kullanmaya çalıştıkları bir döneme girdik" diyerek Leyla Zana'nın LC Waikiki'yi satın aldığı söylentisi mail yoluyla viral olarak yayılması mevzusunu ve firmanın karşı atağını anlatıyor. Bence Türk negatif WOMM tarihi için önemli bir vaka idi.

Rüstem Memedov da Marketing Defteri'nde, yani "Azerbaycan'ın ilk Marketing Blogu"nda bu haftayı boş geçenlerden (PS. Kaç etti sayan var mı?)... Hal böyleyken ben de Nisan 2007'den Raziyam, amma... yı aldım karnavala. George Silverman'ın Ağızdan Ağıza Pazarlama kitabını irdelemiş Rüstem.

Ürün müdürleri için

Özgür Alaz da Marketallica'da bu hafta boş geçmiş :), ben de onun adına 5 Link'de verdiğin linklerden bir tanesi çok beğenip buraya almak istedim, benim gibi iş-özel yaşam dengesine kafayı takmış, işyerinde verimi artırmak için 10 takla atan biri için birebir: Daha az çalışıp daha çok şey başarmak için 6 kural:
  1. 80/20 kuralı
  2. Parkinson Kanunu
  3. Enerji yönetimi
  4. Sadece keskin alet kullan
  5. Sayıların kuralı
  6. Marjinal kalite kuralı
Cengiz Çatalkaya, Pazarlama Blogu'nda Sunum hazırlarken nelere dikkat etmeli? diyerek olayı 8 maddede güzel toparlamış. Bir nevi "Yeni Başlayanlar İçin ..." serilerine benzettim, ya da PPT 101 dersinin ilk haftası için uygun gibi geldi.

İbrahim Ulga da Markalar & Fikirler'de boş geçiyor (PS. Bu noktada herhalde aksilik bende diye düşünmüyor değilim!). Onu da Google Hakkında 11 Marketing Tespiti ile dahil ediyor karnavalımıza. Google ilgili onca yazı arasından kişisel tespitleriyle sıyrılıyor İbrahim:

1. En önemli şey müşteridir. Yatırımları müşteri odaklı yapın ve müşterileriniz size sahip çıksın.
2. 100 şeyi yarım yamalak yapmaktansa 1 şeyi gerçekten en doğru yapmak daha iyidir.
3. Hızlı olmak yavaş olmaktan her zaman daha iyidir.
4. İnternet demokrasinin yaşandığı en büyük yerdir.
5. Web sadece PC'den ibaret değildir.
6. Aldatmadan da para kazanılabilirsiniz.
7. Bilgiyi paylaşmak her zaman sizi sevimli kılar.
8. Beynelminel düşünmek sınırları aşmanızda yardımcı olur.
9. Uyarlanabilir olmak her yerde olmak demektir.
10. Daha fazla bilgiye ulaşmak için yolu gösterin yeter.
11. Espri her zaman ciddiyeti bozmaz.

Genel

Bulut Arukel henüz Kimyaİstanbul'u açamamış herhalde diyerek onu da bu haftalık pas geçiyoruz.

Gelelim adaşım Murat Kaya'ya. Ne, o da mı bu haftayı boş geçenlerden yoksa? Olsun, 3 yılı aşkın bir blogda olur o kadar deyip Peki, o zaman onu da Aralık 2006'daki The Daily Show ile alıyoruz karnavala.

Kapanış

Allah sizi inandırsın öyle böyle değil, 2 saatten fazla vaktimi aldı bu yazıyı yazmak. Keyifliydi, olsun. Umarım beğenirsiniz. Artısıyla eksisiyle yorumlarınızı bırakırsanız süper olur.

İyi haftalar...

6 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhabalar,

Bu tarz bir sitemin geleceğini bildiğim için dün oturup iki yazı birden ekledim. Ancak gene yetiştirememişim anlaşılan. Günlük planlarım arasına blogu da almak şart olmuş gibi gözüküyor.
Hepimizi çok güzel ağırlamışsın bravo. Bu derleme çıtayı yükseltmiş gözüküyor. Umarım biz de yetişiriz evsahipliğimiz geldiğinde.

Adsız dedi ki...

Merhaba Murat,
karnaval muhteşem başladı muhteşem devam ediyor.
Bu hafta karnavala kattığın bölümleme harika olmuş.
Katılım da iyi gidiyor.
Sitemleri hoş görmek lazım :) çünkü ev sahipliği yapmak kolay değil, bir hafta yazı yazamıyor sonra insan :))
Eline sağlık Murat. Harika bir karnaval haftası yaşattın bize.

h k dedi ki...

Merhabalar,
Murat Bey çok güzel ağırlamışsınız,klavyenize sağlık:), Özgür'ün dediği gibi sınıflandırma çok güzel olmuş...
benim yazımdaki under contraction'da bahsettiğim sitede öyle yazdığı için o şekilde. adamlar yanlış yazmış ben de o şekilde bırakarak hatayı vurgulamak istemiştim,construction'ı biliyorum yani:)
siteminizle ilgili olarak da affınıza sığınıyorum:)

Adsız dedi ki...

Eline sağlık Murat...

Murat dedi ki...

Beğendiğinize çok sevindim.

Herkese mutlu yıllar, bol post'lar dilerim :)

ayac dedi ki...


Acımasızca işkence sikişi ve çok beleş porno içerikleri yasaklı videolar