Salı, Aralık 26, 2006

http://www.freekickfusion.com

Gene Gillette, bu sefer Boots’la birlikte, çok hoş bir advergame. Viral linkleri çok güzel içeriyor J

Pazar, Aralık 24, 2006

SABAH - Çağdaş kadın 'blog'e olmuş durumda

SABAH - Çağdaş kadın 'blog'e olmuş durumda

Çarşamba, Aralık 13, 2006

Mediacat'ten WOM konusunda ciddi atak: Mart 2007'de WOM konferansı

Mediacat Aralık sayısında Pelin Özkan müjdeyi verdi. Bugün de Öykü'den Renan Tavukçuoğlu'ndan bir e-mail aldım. Konusu "İlk Size Haber Veriyoruz". Ekinde de güzel bir teaser resim var, Mediacat'ten çok konuşulacak bir ilk daha... YAKINDA! diyor resimde...

WOM'la ilgili ilk konferans geliyor. Merakla bekliyorum.

Gene Hürriyet, gene WOMM! Bu sefer "advergame"

Öznur Kaymak'ın yazısı, Hem reklam hem oyun Advergame

Çarşamba, Kasım 22, 2006

Buzz marketing örneği: Hürriyet - Erke’nin buluşu ’Con Ahmet’in makinesi’ mi

Uygulamayı çok başarılı bulmasam da gene de Türkiye'den bir "buzz marketing" vakası olarak değerlendirebiliriz.

Hürriyet - Erke’nin buluşu ’Con Ahmet’in makinesi’ mi

Pazar, Kasım 19, 2006

Cuma, Kasım 10, 2006

Alper Akcan yazıyor: "WOMM'da viral motivasyon araçlarının dikkatli kullanılması"

MarketingMa: Marketing & Management'da Alper Akcan viral kampanyalarda mesajı yayacaklar için olmazsa olmaz 5 maddeyi yazmış.

SORU: Peki, Okalip için hangisi geçerliydi?

CEVAP: Hiçbiri. Çünkü, bence Okalip emaili viral kampanya sayılmaz. Orada çok ciddi yakınlık & arkadaşlık unsuru kullanılıyor. Gene de...

Perşembe, Kasım 09, 2006

Türkiye'den blogla pazarlama için ilk kitap

Pazarlamadunyasi.com - Pazarlamaya Dair Her Şey'den. Kitabı ben de aldım (2 hafta kadar oldu), henüz detaylı bakma fırsatını bulamadım.

Türkiye'de benim takip ettiğim kadarıyla konunun ilk kitabı, o açıdan önemli. Erkan Akar kitapla ilgili bir de blog açmış ama pek aktif bir blog değil.

nasil1firma.com

Geçtiğimiz pazar günü Referans'ta okudum bu siteyi, hiç reklamsız sadece WOM etkisiyle çok ciddi bir rakama ulaşmışlar (haberin tam linkini Referans'ın sitesinde bulamadığım için yazamıyorum). Siteden aldığım "Hakkımızda" bilgisi şöyle:

nasil1firma.com çalışma hayatımıza, katkı sağlayacak bir platform oluşturmak, firmaları, çalışanlarıyla, müşterileriyle, ziyaretçileriyle değerlendirmek, bu sayede şirketleri yeni tanıyacak kişilere, özellikle de kariyer planları yapan arkadaşlarımıza rehber olmak amacıyla hazırlanmıştır. Nasil1Firma.com çalışma barışı için organize edilmiştir. Amacı firmaların ve çalışanların iyi bir hizmet kalitesi için diğer çalışanları ve müşterilerinin gözünden imajlarını görmeleri ve bundan faydalanarak olumlu gelişmeler göstermeleridir. Gelen hiçbir yorum otomatik olarak WEB'e atılmamakta, ciddi bir elemeden geçtikten sonra sisteme dahil edilmektedir. Hiçbir ticari sırrın yayınını, hiçbir firmanın ve çalışanın zarar görmesini istenmez. Bu amaçlarla üye olan, platformumuzu kötü niyetle kullanmak isteyenleri tüm teknik olanaklarını kullanarak engellemektedir. Firmalar çalışanlarına verdikleri değer ölçüsünde başarıya ulaşabilirler, kurumsal kimlik kazanabilirler diye düşündüğümüz için, öncelikle çalışanların katkısını bekliyoruz.

Özellikle İK yöneticilerinin ilgisini çekebilir.

nasil1firma.com

Çarşamba, Kasım 01, 2006

Viral animasyon ne kadar etkili olabilir?

MarketingMa: Marketing & Management 'tan Alper Akcan diyor ki

Ben Yeni Zelanda'lı bir güzele, votka markası 42 Below'a aşık oldum. Bir viral flash animasyondu beni aşık eden. Ama o viral animasyonu yapan beyindi asıl peşinde koştuğum. Bu aşk votkaya tutkun olduğum için veya ürünün tadını çok beğendiğim için değildi. Daha tatmadım bile. Eğer çok büyük bir kusuru yoksa (tadında), bu aşkın devam edeceği kesindi. Sonra sordum soruşturdum, tek aşık ben değilmişim. Dünyanın en büyüklerinden Bacardi, 42Below için 91.2 milyon USD teklif etmiş bile. Dolayısıyla, güzeli para ile kandırma şansım kalmadı. Aşkım platonik olarak da olsa devam edecek.

Gerilla Marketing & WOMM (mu aynı zamanda)?

http://yukselonur.blogspot.com/2006/10/gerilla-m-mafya-m.html

Cumartesi, Ekim 21, 2006

Live From NY'tan...

Özge Yılmaz'ı MediaCat'teki yazılarından tanıyorum. Kendi blogunda son yazısı Harvard Business Review'un geçen aylarda çıkan makalelerinde biriyle ilgili. Yazarlardan bir tanesi Türk, Dr. Tuba Üstüner.

WOM'u farklı bir açıdan, sosyal ağlar açısından tartışmışlar Tuba Hanım'la birlikte:

ÖY: Dünyada bu işi iyi yapan örnekler nelerdir?
TÜ: Dağınık networklerin iyi çalışmasına dair birçok örneği word of mouth başarılarında görebiliyoruz. Arkasında fazla bir promosyon desteği olmadığı halde çok iyi satan kitaplar, filmler var. Bunlar çok iyi satış yapıyorlar çünkü dağıtım dağınık networkler aracılığı ile yapılıyor. Bir insanın kontakları birbirinden ne kadar farklı nişe ait olursa, o kadar çabuk ve farklı insana ulaşabilir.

Son cümleyi beğendim. Alper Akcan'ın blogundaki haftanın alıntısıyla çok iyi örtüşüyor:

"Mass market has been replaced by a mass of niches."- Jeff Jarvis, consultant, BuzzMachine.com

Cuma, Ekim 20, 2006

Gerilla Marketing & WOMM (mu aynı zamanda)?

http://yukselonur.blogspot.com/2006/10/gerilla-m-mafya-m.html

Kitap pazarlarken WOMM?

http://www.farketing.com/fikirler/2006/10/kim_ne_okuyur_b.html

İyi bayramlar & tatiller & özür

Bayramlarınız (Ramazan & Cumhuriyet) kutlu olsun. Umarım herkes çok iyi bir tatil geçirir. Bayram süresince dükkan kapalı.

Özür
Bu aralar yazılarımın içerik kalitesinde ve sıklığında bir düşüş oldu mu? Sıklıkta kesinlikle evet. Diğeri için ben bir şey demesem iyi olur.

İşte fazla mesaim arttı. Bayram sonrasında durumu toparlamaya çalışacağım, ama söz veremiyorum. Umarım takip etmeye devam edersiniz. Sağlıcakla kalın.

PS.
Bu arada WOMM kampanyalarına, özellikle Türkiye'den, örnek olarak yakaladıklarınızı lütfen bana yazın. Ya da yorum olarak siteye bırakın.

Bloglarla WOMM kampanyası yürütülebilir mi?

Bu yazıyı aslında uzun zamandır yazmak istiyordum, kısmet bugüneymiş.

Pazarlamaya harcayacak çok az kaynağa sahip KOBİ'ler için blog açmanın çok maliyet-etkin bir pazarlama programı (WOMM programı tabii ki) olduğunu düşünüyorum. Bazı önşartlar var tabii:
  • Düzenli yazı yazacak biri(leri) olacak.
  • Bu kişi, ilgili konu hakkında yeteri kadar bilgi sahibi olacak.
  • Bütün bunlar yapmak için vakit olacak.

Çoğu zaman, bu son maddeden dolayı blog işi gümlüyor. Kendi işi olan arkadaşlarıma, hatta eşime bile önerdim, gelen cevap hep aynıydı: "İyi fikir de kim yazacak?"

O kadar çok iyi projeyi, maalesef günlük işleri kovalamaktan dolayı hayata geçiremiyoruz.

Bloglarla ilgili Knowledge@Wharton'daki şu yazıyı tavsiye ederim. Blog okuyanlar niye okuyor kısmı güzel, ama enteresan olan kısmı blog okumayanların gerekçeleri.

Öyle ki Internet & kredibilite hala pek çok insan için, özellikle akademisyenler için zıt kutuplar. Ben WOMM ile ilgili yazılar yazıyorum. WOMM'la ilgili tecrübem ne kadar ki?

Perşembe, Ekim 19, 2006

Linki düzelttim

11 Ekim tarihli Gene WOM(M)! başlıklı yazımın içinde Renan Hanım'ın yazısına yanlış link vermişim, özür dilerim. Renan Hanım'ın da uyarısıyla düzelttim.

Dikkatiniz ve takibiniz için teşekkürler.

Çarşamba, Ekim 11, 2006

Advertising Age - MediaWorks - Lionsgate Uses Actor's Blood to Promote Latest 'Saw' Horror Flick

Advertising Age - MediaWorks - Lionsgate Uses Actor's Blood to Promote Latest 'Saw' Horror Flick

Bu da epeyce konuşturur!

Advertising Age'den bir haber: Viral kampanya işe yaramıyor mu?


Söz konusu viral video, YouTube'dan. Bence işe yarıyor, hatta yarayacak; ama orta vadede...

Gene WOM(M)!

Pazarlamadunyasi.com'da Öykü'den Renan Hanım'ın hazırladığı WOMM'la ilgili oldukça açıklayıcı ve güzel yazının sonunda Türkiye'den uygulamalar var.

Burada Roche'un son günlerde düzenlediği bir kampanya olan Mavi Bisiklet kampanyası da var. Bence bu WOMM kampanyası değil. Farkındalık ve bilinçlendirme tamam, ama WOM bacağının (online arkadaşını davet et! linki dışında) çok kuvvetli olmadığını düşünüyorum.

Öykü'den gelecek WOMM kampanyalarını merakla bekliyorum.

Bu arada WOM değil WOMM olsaydı başlık daha mı iyi olurdu?

Pazarlamadunyasi.com - Pazarlamaya Dair Her Şey

Gene WOMM!

Pazarlamadunyasi.com - Pazarlamaya Dair Her Şey

Cuma, Ekim 06, 2006

Reklamcılar için bir site

Sonunda viral linki de içeren bir hoşluk.

Pazarlama fikirleri Türkiye sınırları dışına blogla çıkacak

Marketing Türkiye'den bir haber:

Marketing Türkiye’nin marketing bloglarını bir araya getirme girişimi bir meyvesini daha verdi ve keyifli bir pazarlama iletişimi blogu markomturkiye (www.marcomturkiye.com) yayına girdi. Adını "pazarlama iletişimi" teriminden alan marcomturkiye, Türkiye'deki yeni ve yaratıcı pazarlama iletişimi fikir ve tecrübelerini paylaşan ortak katılımlı bir blog. Sanat yönetmeni, yazar, stratejik planlamacı ve pazarlama profesyonelleri bir araya gelerek yaşamlarının merkezine araştırma, analiz etme, düşünme ve yaratma süreçlerini alarak yola çıktılar. Amaçları, reklam, halkla ilişkiler, mobil pazarlama, "online" pazarlama, viral pazarlama ve gerilla pazarlama gibi temel pazarlama iletişimi disiplinlerini ile ilgili gözlemlerini, paylaşmak. Türk yaratıcılarına; yaşından, konumundan ve mesleğinden bağımsız interaktif bir platform sağlamak ve yayınlanmış yaratıcı işlerini Türkiye sınırları dışına taşımak. Dili İngilizce olan marcomturkiye’ye www.marcomturkiye.com adresinden ulaşılıyor.

Daha önceki yazımda bu siteden bir viral kampanyadan bahsetmiştim. Hoş bir site.

Pazar, Ekim 01, 2006

Segway'in Türkiye'deki tanıtımı nasıl yapılacak?


Marketing Türkiye'nin 15 Eylül sayısından bir haber:



Güncel
Bush'u üstünden atan alet!
"It" idi, "Şey" idi, "Ginger" idi, "Yüzyılın mucizesi" idi derken, daha piyasaya çıkmadan onu bütün dünya tanıdı.Gerçi ortaya çıktığında "Hadi canım, bütün yaygara bunun için miymiş?" dedirtti ama, herkes ortada hakiki bir "pazarlama mucizesi" olduğunda hemfikir. İşte o "mucize" yani Segway artık Türkiye'de... sf:38




Yazıda şöyle deniyor:
Peki Segway'in Türkiye'deki tanıtımı nasıl yapılacak? Görünen o ki, klasik pazarlama iletişimi araçları kullanılmayacak. Kulaktan kulağa sisteminden yararlanılacak. Daha doğrusu bu sistem zaten kendiliğinden işleyecek. Zira Segway'i haber yapmak, onu görmek ve kullanmak için onlarca basın mensubu şimdiden sıraya girmiş durumda. Bunların bir kısmı sadece Segway'in nasıl bir şey olduğunu anlatmayı düşünürken, önemli bir bölüm ise Televole programlarının mutena bir parçası olarak kullanmak istiyor.

Nitekim bu doğrultuda distribütör firmaya bolca teklifler gelmiş: Bir iki aleti yaz boyunca Bodrum'a götürelim, oradaki ünlüleri alete bindirip haber yapalım... [Yazarın notu: Kim bilir kimler düşecekti Bodrum'da, ben söylemeyeyim siz hayal edin!]

Kuşkusuz Segway'in asıl pazarlama stratejisi "gizlilik" üzerine kurulu. Yani aletle ilgili her bilgi "devlet sırrı" imiş gibi lanse ediliyor ve korunuyor. Tabii sonuç olarak tüm meraklar onun üzerinde toplanıyor. Hal böyle olunca şirket Segway'in reklamını parmağını bile kımıldatmadan yapmış oluyor.
  • Kulaktan kulağa sistemini kendi kendi o kadar kolay ve pazarlama stratejisine uygun olarak işler mi?
  • Segway'in gizliliğe dayalı pazarlama stratejisi biraz eskimedi mi?

Parmak bile kımıldatmadan yapılacak reklamı merakla bekliyorum.

Cuma, Eylül 29, 2006

Levi’s RedWire Kampanyası

Marcomtürkiye.com'dan bir haber. Levi's ve Apple işbirliği, Ipod + jeans kombo lansmanı için bir Internet sitesi.

Çarşamba, Eylül 27, 2006

Sprkle vs. Tremor


Bu aralar iş temposundan kafamı kaldıramadığım için yazı da yazamıyorum. Bir sürü güzel şey okudum üstelik.

En başta Hürriyet İK geliyor. WOMM'la ilgili, kısa da olsa, bir yazı çıktı geçen pazara. Neyse, inşallah onu başka bir yazıda yazacağım.

Bugün Sprkle'dan bahsetmek istedim. Onur Bey sağolsun, bana hoş bir mail atmış ve hizmetlerinden bahsetmiş:

...Sprkle, yalnızca kulaktan kulağa pazarlama üzerine yoğunlaşmış, Türkiye'deki ilk pazarlama ajansıdır. Öncelikli olarak 13-19 yaş gençlere hitap eden şirketler ve sanatçılar için, kulaktan kulağa pazarlama programları hazırlayan Sprkle, şu anda www.sprkle.net üzerinden 13-19 yaş arası gençlerin üye olarak kaydını yapmaktadır. Bu kitleyle çift yönlü ve her zamankinden daha güçlü bir iletişim içinde olmak isteyen çeşitli şirketler ile yaptığımız görüşmeler devam etmektedir, önümüzdeki haftalarda müşterilerimiz için hazırladığımız çeşitli programları uygulamaya koyacağız.

Sprkle da kulaktan kulağa pazarlama demeye devam ediyor. Bu tartışma daha sürecek, orası kesin. Neyse, konu o değil, bu mailin üstüne ben de Internet sitelerine tıkladım.


Tremor'la benzerlik dikkatimi çekti. Gene de projelerini merakla izleyeceğim.


Pazartesi, Eylül 25, 2006

Kutsal bilgi kaynağında WOM nasıl yer alıyor?

ek$i sözlük'te word of mouth şöyle yer alıyor:

word of mouth
1. jaco'nun* çok keyifli solo albümü
(jazzanova, 07.07.2002 19:25)

2. 1) crisis2) 3 wiews of a secret3) liberty city4) chromatic fantasy5) blackbird6) words of mouth7) john and marry
(jazzanova, 07.07.2002 19:25)

3. ingilizceden birebir 'agzin kelimesi' olarak cevrilmesi yanlis olacak deyim. 'insanlarin aralarinda konustuklari' anlamina gelir. film endustrisinde, kucuk butceli ama iyi filmler fazla tanitim olmadan iyi gise basarisi sagladiklarinda, word of mouth sayesinde olur bu mesela...
(tramell, 07.07.2002 19:34)

4. 1994 yılında piyasaya sürülen vicious rumors albümü...01 - against the grain 02 - all rights reserved 03 - the voice 04 - thinking of you 05 - thunder and rain - part 1 06 - thunder and rain - part 2 07 - no fate 08 - sense of security 09 - dreaming 10 - building 6 11 - ministry of fear 12 - music box
(shapeshifter, 31.08.2002 22:10)
5. bizi*** nerden duydunuz? şeklindeki anket sorularında cevaplar arasında bulunan bi seçenek."soldan sağdan duydum, napacan? yürü işte" anlamına gelir.
(arioch, 31.08.2002 22:46 ~ 22:50)

6. 'söylenti' anlamındaki ingilizce sözcük. eşanlamlısı 'rumour'dır.
(labour of sisyphus, 13.11.2002 02:46)

7. reklamlar disinda brand awareness yaratma kaynagi
(corneliuss, 02.07.2003 12:01)

8. (bkz: dedikodu)
(atlantis, 04.07.2003 04:49)

9. bir mike and the mechanics* albümüdür.
(papalina tava, 13.07.2003 00:11)

10. (bkz: agızdan agza pazarlama)
(a fish out of water, 19.05.2006 01:00 ~ 01:05)

11. yapılabilecek en güçlü, en güvenilir reklamdır. yakın tarihteki bir örneği için babam ve oğlum filminin beklenmedik gişe başarısı gösterilebilir.
(prospero, 05.06.2006 11:06)

12. ornek olarak: "word of mouth hakkinda bir blog varmis, bencewom.com, duydun mu?"(bkz: http://www.bencewom.com)
(wpi, 01

Cuma, Eylül 22, 2006

Pronet BenceWOM.com'u takip mi ediyor?

Pronet, geçtiğimiz günlerde bahsettiğim tavsiye programını güncellemiş. Dün gelen mailde şöyle diyorlar:

Pronet Alarm Sisteminizi Ucretsiz Kullanmaya Ne Dersiniz?



Mailin en sonunda Arkadaşınıza Gönderin linki de var. Tıklayınca ayrı bir internet sayfası açılıyor:

BenceWOM.com'u eşinize dostunuza önerir misiniz?

Net Promoter skoru için güzel bir vaka. Net Promoter nedir diyenler içinse burası.

Net promoter da mı ne? "Bir şirketin/marka yöneticisinin 1 tane bilmesi gereken pazar araştırması verisi varsa o da bu" diyenler var. Bana da çok mantıklı geliyor. Gel gelelim nedense ben bu skoru etrafımdakilere çok iyi satamıyorum.

Uzun pazar araştırmalarına alışanlar, 1 tane skor yeterli denince beklenen tepkiyi verebiliyorlar.

Siz ne dersiniz? Türkiye'de bu metrik kullanılıyor mu? Bence şu ana kadar kullanmış olan şirket yoktur, ama ileride kesinlikle kullanılacak.

Çarşamba, Eylül 20, 2006

Pazarlamacıların %81'i WOMM'u merak ediyor

GfK NOP araştırma şirketi, ABD'de Mart-Nisan 2006'da 175 pazarlama yöneticisi ile 2006 pazarlama planlarına dair pazar araştırması gerçekleştirdi.

Bu araştırmada katılanlara gelişen kanallar ve teknikler sorusu yöneltildiğinde bilin bakalım 1. sırada ne çıktı? Tabii ki WOMM! Katılımcıların %81'i WOMM konusuna ilgi gösteriyor.

Kaynak: WOM Araştırma Email Bülteni -- Issue # 2.01 -- Eylül 13, 2006

Pazar, Eylül 17, 2006

Aradan 2 hafta geçti ve WOMM gene Hürriyet İK'da!




Hürriyet İK'da çıkan WOMM haberinin üzerine tam 2 hafta sonra, Arzu Çakır gene WOMM konulu bir haber yaptı. Kısaca şöyle diyor Arzu Hanım:

Gönüllü pazarlamacılar sayesinde ürünlerini geniş tüketici kitlesine ulaştırmayı başaran ABD’liler, Türk markalarına ilham veriyor. İngilizce "word of mouth" adı verilen bu pazarlama yönteminin Türkçe’de genel kabul görmüş bir adı henüz yok. İnternette hangi ismin verilmesi gerektiği yolunda tartışmalar var. Ama bir yandan da bu pazarlama yöntemi konusunda bazı denemeler yapılıyor.

Sağolsun, yazısında benim mailime de yer vermiş. Mutlu oldum, teşekkürler.

Yazılarımın frekansı azaldı

Bu aralar işim gereği şehir dışındayım, yazı sıklığım azaldı. Özür dilerim, toparlamaya çalışıyorum.

Online WOMM offline WOMM'a karşı


8 Eylül'de WOMMA Araştırma Blog'unda Andrea Wojnicki'nin konuyla ilgili güzel bir yazısı çıktı. Internet'in müşterilere ürünler hakkında daha fazla ve daha kolay konuşma fırsatı sunduğu kesin:

Ancak, önemli başka bir gerçek de şu: WOM'un %92'si hala offline gerçekleşiyor! Hal böyle olunca, Andrea da online ve offline WOMM'un arasındaki farkları ortaya koymaya çalışmış. Bu farkları da 2 boyutta toparlamış; müşteriler ve mesaj.

MÜŞTERİLER

  • Offline WOM genellikle interaktif bir tartışma ortamında gerçekleşir. Online WOM'da ise "poster"lar ve "lurker"lar vardır (türkçeye çeviremedim); "poster"lar görüşlerini yazarlar ("post" ederler), "lurker"lar ise bu yazıları okurlar, çoğunlukla yorum yazmazlar.
  • Internetin doğasından ötürü online WOM'da insanların hitap ettiği topluluğun sınırları yoktur. Hiç tanımadığımız insanlarla diyaloğa girebiliriz. Offline WOM için ise genelde ailemize ve yakın arkadaşlarımla konuşuruz.
  • Internette kimliğimizi saklayarak hareket edebiliriz, ancak gerçek dünyada bunu yapma şansımız yoktur.
  • Internette ortak paydaları olan toplulukları bulmak, Google sağolsun, zor değildir. Gerçek hayatta bu tip grupları bulmak ve bu gruplara katılmak oldukça zor olabilir.

MESAJ

  • Online WOM'da edit etme veya "undo" yapma şansınız vardır. Gerçek hayatta ise diyaloglar çok daha spontan gelişir.
  • Gerçek hayatta konuşmalarımız arşivlenmez, Internet ortamında ise diyaloglar arşivlenebilir.

Bu farklara 2 tane daha ekliyorum (şu yazıdan esinlenerek):

MESAJ

  • WOMM'un amacına uygun olarak istenen mesajı hedef kitleye vermek Internet ortamında daha kolaydır. Örneğin, yeni bir müzik grubunu tanıtmak istiyorsanız, Youtube'a video klibi koyarak viral şekilde 15-25 arası gençlere ulaşabilirsiniz. Aynı programı offline olarak gerçekleştirmek için hedef kitledeki fikir liderlerini bulmanız, onlara ulaşmanız ve onları konuşturmanız gerekir; ki bu da nereden bakarsanız bakın çok daha zor ve çok daha pahalıdır.

  • Internet'teki viral kampanyalar çok çabuk yayıldığından işler ters giderse sonuçları daha kötü olabilir. Ancak kriz iletişim planı hazırsa, negatif WOMM (bence) online olarak daha iyi bertaraf edilebilir.

Ama belki de en önemlisi, ister online olsun ister offline, viral WOMM programlarının iki yönden de desteklenmesi en iyi sonucu verecektir. Bence buna yakın dönemde Türkiye'deki en iyi örnek, Nutymax'in kampanyası.

Çarşamba, Eylül 13, 2006

OKALİP

Bu aralar yoğunluktan yazmaya pek fırsatım olmuyor, kusura bakmayın.

Bir arkadaşımın ortaklarıyla beraber açtığı OKALİP'ten bahsetmek istiyorum. Arkadaşım, tanıdıklarına (ben de dahil) şöyle bir mail attı:

Sevgili dostlar,

XXX'den ayrıldıktan sonra birkaç ortak bir araya gelerek Okalip Toplantı Hizmetleri’ni kurduk.

İş ve eğitim toplantıları için keyifli bir ortam yaratmak amacıyla açtığımız Mecidiyeköy’deki toplantı merkezimizde çeşitli şekil ve kapasitede 14 toplantı salonumuz bulunuyor.

Sizlere yolladığım “Toplantı Keyfi” konulu tanıtım e-mail’ini çevrenize iletirseniz çok sevinirim. Yeni açıldık, tanıtıma çoooooooook ihtiyacımız var...


Desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim...

Nasıl fikir? Çok basit, herkes maili eşine/dostuna yollasa? Yollar mı, "bana ne fayda sağlıyor" (WIIFM-what's in it for me) kısmı biraz daha kuvvetli olsa viral pazarlamaya çok güzel bir örnek olurdu. Ama bu haliyle bile epey iş yapar diyorum.

Biz de geçenlerde Okalip'i test ettik, onayladık. Hakikaten toplantımız çok zevkli geçti. Benim bizzat tecrübe ettiğim hoşluklar: aromalı filtre kahve (devamlı), süper tatlı & tuzlular (standart olan tatsız tutsuzlardan değil), ideal sıcaklıkta toplantı odaları, her yerde kablosuz internet, yarı-acik ve lezzetli öğle yemeği... Çok merak etmeme rağmen tüm atraksiyonları göremedim, onları da en kısa zamanda göreceğim inşallah.

Şöyle diyor tanıtım yazısı:

Toplantılar keyifli olur muymuş demeyin!
Siz nasıl isterseniz öyle olur!

İsterseniz ferahlatıcı tropikal ada dekorunda neşeli bir toplantı,
isterseniz film seti dekorunda film gibi toplantı...

Toplantı aralarında “Beyin Arındırma Merkezi” – BAM!’a gelin,
Minyatür futbol, langırt, atari... Ekibinizi kurun, oynayın.

Kazananlar hamakta dinlensin, DVD seyretsin,
kaybedenler sizi izlesin...

Cumartesi, Eylül 09, 2006

Sağ taraftaki bölümü güncelledim.

Sağdaki sidebar'ı güncelledim, linklerimle birlikte.

Nike her Pazar koşturuyor

Bu da Nike'dan bir WOMM programı, topluluklara pazarlama (community marketing) örneği: http://www.runturkey.com/



Topluluklara pazarlama: Markayla ilgili ortak özellikleri paylaşan niş topluluklar (kullanıcı grupları, fan klüpler, tartışma forumları vb.) oluşturma ve/veya bu toplulukları destekleme.

Vitrin mankeni satışları nasıl artırdı?

MarketingTürkiye'nin web sitesinden bir haber:

İstiklal Caddesi’ndeki bir İstiklala Kitabevi bir süredir farklı bir tanıtım kampanyası başlattı. Kitabevi vitrininde oturan oyuncu Yeliz Demir, günün belli saatlerinde gelip geçenlerin meraklı bakışları altında kitap okuyor. Bu farklı tanıtım kampanyasının fikir babası İstiklal Kitabevi sahibi Medet Daş, canlı mankenin vitrinde kitap okuduğu 18.30-22.30 saatleri arasında kitap satışlarının ikiye katlandığını belirtiyor. Daş, önümüzdeki günlerde bu projenin ikinci ayağını da hayata geçirmeye hazırlanıyor. Sanat, edebiyat, hatta politika ve futbol dünyasından tanınmış simaların kampanyaya katılıp vitrinde canlı mankenlik yapması için teklif götürecek. Daş’ın teklif götürmeyi düşündüğü isimler arasında Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç’un yanı sıra Çetin Altan, Sezen Aksu, Yılmaz Erdoğan, Fatih Terim gibi isimler de yer alıyor. (Kaynak: Zaman)

Bence süper bir buzz marketing örneği.

Buzz Marketing: Yüksek-profilli (high-profile, tam çeviremedim?!) eğlence veya haber kullanarak insanların markanız hakkında konuşmalarının sağlanması (WOMMA, 2005).

Medet Bey asıl ünlü bir kişiyi ikna ederse olay o zaman çok daha farklı bir boyuta taşınır. Sırf canlı mankeni İstiklal'e yolumu görmeye düşürebilirim...

WOMM alanında doktora mı yapmak istiyorsunuz?

Elimden geldiği kadar orijinal yazılar yazmaya, farklı yerlerden linklerle işi götürmemeye çalışsam da, iş yoğunluğu vs. üst üste gelince bazen kaçınılmaz oluyor. Gene de WOM/WOMM odaklı olmaya çalışıyorum. Umarım sorun yoktur.

Walter Carl (Northeastern Üniversitesi İletişim Çalışmaları Departmanı'nda Yar. Doç., aynı zamanda Ağızdan Ağıza Pazarlama Derneği'nin danışma kurulu üyesi) blogunda WOMM odaklı yazılar yazıyor. Aynı zamanda ilk WOMM dersini (ve blogunu) yaratan kişi.

Walter, son yazısında ona gelen bir soruyu cevaplamış: "Ağızdan ağıza pazarlamada doktora yapmak istiyorum, bu alanda doktora çalışması veya akademik araştırma yürüten kimler var?"

Ben de pazarlama doktorası yapıyorum, üstüne üstlük doktoramı da bu alanda yapmak istiyorum. Haliyle bu yazı çok ilgimi çekti.

Perşembe, Eylül 07, 2006

Justin Kirby 7-8 Aralık 2006'da 7. Pazarlama Zirvesi için Türkiye'ye geliyor

WOMM'da önemli bir isim. Detaylar için buraya bakabilirsiniz.

Salı, Eylül 05, 2006

"Ağızdan ağıza pazarlama" referansını buldum

MediaCat'in 2006 Mayıs sayısıymış, Turuncu Fikirler'de Seher daha önceden yazmış.

Viral Pazarlama 101

MarketingMa'dan Alper Akcan da çok iyi bir viral pazarlama yazısı yazmış:

Üçüncü ve çok kritik bir element ise medyum, yani yayılma ortamıdır. Ortamla ilgili dikkat edilmesi gereken en önemli özellikler, hızlı yaymaya el verişli olması, geniş kitlelere temas edebiliyor olması ve mesajları çok iyi ve anlaşılır şekilde taşıyabilecek kapasitede (görsel ve içerik olarak) olmasıdır. Internet, bu 3 özelliği de taşımaktadır. Alternatif olarak mobil telefonlar (yaygınlığını daha fazla olmasından ötürü) görülmekle bereber, onların da taşıma kapasitelerinin düşüklüğü (ekran boyutu, SMS karakter sınırı vs) sebebiyle hala internet en güçlü medyumdur. Bu konuda cep telefonlarının dezavantajını ortadan kaldıracak bazı modelleri şu an test ediyorum. Sonuçları ile ilgili verileri yakın zamanda paylaşacağım.

Cep telefonları da teorik olarak viral pazarlama kullanılabilirler. Alper'in bahsettiği testleri ve sonuçlarını merak ediyorum. Ancak bence oradaki temel sorun, internet yani e-mail bedava, halbuki cep telefonlarında SMS ücretli. Bu çözüldükten sonra diğer dezavantajlar göz ardı edilebilir.

Pazartesi, Eylül 04, 2006

WOMM ünlü oldu!

Evet, sonunda beklediğim oldu. WOMM, dünkü Hürriyet İK'da yayınlanarak ciddi kapsama aldı. Arzu Çakır "1 milyon kişi sözlü reklam yapıyor" başlıklı yazısına şöyle başlıyor:

ABD’de şirketler gönüllü tüketiciler sayesinde her an her yerde ürünlerini pazarlıyor, yeni müşterilere ulaşıyor. Hediye veya ücret karşılığı bir ürünü eşine dostuna övenlerin sayısı 1 milyonu geçti.

Son birkaç aydır kullandığım şampuanı, öğle yemeği sırasında sohbet ettiğim bir iş arkadaşım önerdi. Adını ilk kez duyduğum şampuan markasını denemeye karar verdim ve memnun kaldım. Soran olursa ben de tavsiye ediyorum. Arkadaşım söylemese almayı aklımdan geçirmeyeceğim bir marka.

WOMM'u WOMM olarak tarif ediyor, ama Türkçe'ye kulaktan kulağa pazarlama olarak çeviriyor. Buradan konuyla ilgili akademisyen/pratisyenlere sesleniyorum. Bu terimi Türkçe'ye öyle ya da böyle kazandırmamız gerek. Benim oyum ağızdan ağıza pazarlamadan yana. Niye mi?
  1. Word of mouth ağzı ve kelimeleri vurguluyor; yani konuşmayı, dinlemeyi değil.
  2. MediaCat'in 2006 sayılarından birinde (maalesef hangi sayıydı hatırlayamıyorum) Renan Tavukçuoğlu bu konuyu ele almış ve niye Türkçe olarak ağızdan ağızdan pazarlamayı önermişti. Sanırım bu yazıdaydı (tam referans veremediğim için üzgünüm, dergiyi bir türlü bulamıyorum, internetten de ulaşamadım, burada yazmıyorsa daha da kötü ya neyse), kulaktan kulağa laflar dönüp dolaşırken genelde çarpıtılır. Kısaca biraz negatif bir anlam içeriyor. Ağızdan ağıza daha pozitif.

Neyse, Hürriyet İK'da yazısını şöyle bitiriyor Arzu Hanım:

TÜRKİYE’DE UYGULANMIYOR

ABD’de hızla yapıyan kulaktan kulağa pazarlamayı tercih eden şirketlerden bazılarına Türkiye’de de bu yöntemi uygulayıp uygulamadıklarını sordum. Türkiye’de henüz uygulamadıklarını söylediler. Bu yöntemin Türkiye’de çok tutacağını düşünüyorum. Karşılık almadan kullandıkları ürünleri övmeye meraklı sayısı bu kadar çokken, bir de karşılığı olsa neler olur kim bilir.

Daha önce OHT Peptide-3 ve J Burger örneklerini vermiştim. Zamansızlıktan kaliteli vakit ayırıp uzun uzun yazamıyorum. Ancak, WOMMA'nın Word of Mouth 101: An Introduction to Word of Mouth Marketing adlı raporunda WOMM türleri tanımlanıyor. Bu tanımlamaya göre WOMM türlerinden ürün tohumlama (product seeding), viral pazarlama ve tavsiye programları (referral programs) Türkiye'de kesinlikle uygulandığını düşünüyorum.

Viral pazarlama için Can Turanlı (Farketing.com) ve Savaş Şakar'a bakabilirsiniz. Litespell'in bazı işleri de bence kesinlikle viral pazarlamaya hitap ediyor (hepsi değil!).

Ürün tohumlamaya en iyi örnek, alışveriş merkezleri, sinema gibi kalabalık yerlerde dağıtılan ürün numuneleri. Bu numunelerden herkes hayatında en az bir kere almıştır.

Tavsiye programı için de Pronet'i örnek verebilirim. Bizim evde var, bir arkadaşınız sizin adınızla üye olunca 1 aylık kirayı ödemiyorsunuz. Biz de ilk başta bu şekilde tavsiyeyle Pronet alarm sistemi taktırmıştık.

Diğer türler de şöyle:

  • Buzz marketing
  • Community marketing
  • Grassroots marketing
  • Evangelist marketing
  • Influencer marketing
  • Cause marketing
  • Conversation creation
  • Brand blogging

Bence hepsinin Türkiye'de örneği var. Düşününce siz de bulacaksınız.

F1'de WOMM

Deneyimler.net'te Selim Yörük Formula 1 macerasını yazmış. Yazısının bir yerinde de WOMM'a değinmiş:

“Marka”sını beyin hücrelerimize kazıyan firmaların temel, ortak özelliklerinden bahsederken kurduğum cümleyi, Formula 1 için de kurdum defalarca geçen hafta boyunca; “Onunla dolaylı yoldan bağıntılı olan olgularla karşılaştığımızda, her seferinde, kendine özgü özellikleri ve kalite standartları ile bilinçaltımızdaki markasını -bize bile farkettirmeden- hatırlatıyor“.

Bu tür firma ve markaları özetleyen ve “ağzıdan ağıza pazarlama (WOM)” karvamı dahilinde olan “Bu marka, bize (kötü) süpriz çıkarmaz” cümlesi de akabinde aklıma geliveren gerçeklerden biriydi.

F1'deki markaları yüksek standartlarla özleştirmek... Bence bu sadece konumlandırmayı destekliyor, WOMM bu değil. Siz ne dersiniz?

Çarşamba, Ağustos 30, 2006

Moleskine

Bir marka nasıl taraftar müşterilerle bu kadar iyi pazarlanır? Merak edenler için Church of the Customer Blog'dan bir yazı.

Türkiye'de de - takip edebildiğim kadarıyla - Moleskine son 2 yılda ciddi anlamda ivme kazandı. Daha öncesinde Moleskine diye bir defter bilmiyordum şahsen.

Türk bira pazarı küçüldü!


Marketing Türkiye'den bir haber:

Yılda ortalama yüzde iki büyüyen Türk bira pazarının 2006’da şu ana kadar yüzde 2 küçüldüğünü belirten Efes Bira Grubu Pazarlama Direktörü Dilek Dölek Başarır, "Bu toplamda yüzde 4’lük bir kayıp demek. Vergi yüzünden Türkiye bira fiyatının en yüksek olduğu 4-5 Avrupa ülkesinden biri. Ayrıca turizm de iyi gitmedi. Turizm bölgelerinde pazar yüzde 5-6 geriledi" dedi. Türkiye’de bira pazarının yılda ortalama yüzde 2 büyüdüğünü belirten Efes Bira Grubu Pazarlama Direktörü Dilek Dölek Başarır, 2006 yılında şu ana kadar pazarın yüzde 2 küçüldüğünü, sektörün toplam kaybının yüzde 4 olduğunu söyledi.

Bira pazarı küçülüyor olabilir. Ama burada Efes Pilsen biraz da kendine bakmalı diye düşünüyorum. Her yaz ciddi reklamla pazarı büyütmeye çalışan firma bu sene neler yaptı diye düşündüm, pek bir şey gelmedi aklıma. Belki ben yanılıyorum, ama en önemli sezonu bence sessiz geçirdi Efes.

Neyse, asıl söylemek istediğim şu, Efes gibi pazar lideri bir firma, niye pazarı daha fazla büyütmek için çalışmıyor? Ve de bunu WOMM yoluyla yapmıyor? Çok iyi bir örnek olan Brewtopia'yı niye örnek almıyor. Tam bir WOMM best-practice.

Not: Sonradan aklıma Efes Ice geldi ama onu da çok başarılı bulmuyorum açıkçası, en azından şimdilik...

Taraftar müşteri kimdir?

Fikir Atölyesi'nden Tunç 21 Ağustos'taki yazıma güzel bir yorumda bulunmuş, taraftar müşteri konseptine değinmiş.

Taraftar müşteri, ya da İngilizcesiyle customer evangelist.

İlgilenenler için www.creatingcustomerevangelists.com.

Salı, Ağustos 29, 2006

Ağızdan Ağıza Pazarlamada Algılar, Uygulamalar ve Etik Araştırması

Şık bir rapor. Doğal olarak fazla "USA-oriented", uygulamalar ve etik yaklaşımlar da öyle, ama WOMM'a yeni olanlar için güzel bir başlangıç çalışması.

En çok etik yaklaşımını beğendim. Güzel soru işaretleri uyandırıyor insanda.

Pazartesi, Ağustos 28, 2006

Kendi müzik grubunu kendin yarat




Haber WOMMA Research Blog'dan. Adresi www.sellaband.com. Gerçek zamanlı WOM deneyi. Popstar yarışmalarını hatırlattı bana.

Peki TV yarışmalarındaki gibi oy verip de sonra albüm çıktığında kimse almazsa ne olacak?

Çarşamba, Ağustos 23, 2006

P&G'den harika bir WOMM örneği daha

TV reklamlarıyla müşteriyi ShareYourSecret.com'a çekiyor. Siz de sırrınızı milyonlarla paylaşmak istediğiniz siteye kayıt olmanız gerekiyor. Veee:

Important Information - Please Note:
We take great precautions to keep the information you share with us safe and private. We will not sell or give your personal information to other marketers without your express consent. However, from time to time, we would like your permission to send you free product samples, sneak previews of new products, or personalized offers or tips. We also may ask for comments on how to improve our product or programs. In order to do so, your information may be securely shared with our agencies, which perform these services on our behalf, or safely stored in countries other than where collected. You can easily stop this type of communication at any time. Read our privacy policy for full details.

Daha ne olsun? İşte WOMM, işte connected marketing.

Ajdar - Çikita Muz (kaçırmayın!)

Ajdar'ın son klibi. Kendimi cumartesiden beri tutuyorum ama daha fazla dayanamayacağım.

Biraz daha detay için: Ebru Çapa'nın Hürriyet Cumartesi'deki yazısı.

Blog, podcast, RSS hikaye - bildiğimiz reklamlar hala #1 (mı?)

Ad Age Digital'den bir makale. Aldığım notlar:

The podcasts, RSS feeds and blogs that so engage the daily time and energies of the leading-edge digerati are alien or unknown concepts for most of the U.S. adult population.

According to Jupiter Research, 7% of American adults write blogs and 22% read them; about 8% listen to podcasts and 5% use RSS feeds. According to a separate study by WorkPlace Print Media, 88% of the at-work audience doesn't even know what RSS is.

Acaba Türkiye'de durum nasıl, bunu gerçekten çok merak ediyorum.

... Recent data from word-of-mouth research group Keller Fay indicate 92% of brand conversations were taking place offline -- far more than the commonly assumed rate of 80%... Still, nascent technologies appear to be a key to reaching influencers. In Keller Fay's studies, for example, while 92% of brand conversations took place offline, nearly half involved some reference to media or marketing that people had seen or heard and were talking about. And the internet nearly tied TV as a reference source.

İşte bu ilginç, ama şaşırtıcı mı? Cem Yılmaz'ın reklamlarını TV'de görüp konuşmuyor muyuz birbirimizle?

Pazartesi, Ağustos 21, 2006

Seth's Blog: What people want

Seth's Blog: What people want

Addition: People want to recommend "things" to others.

Addition #2: People want to be asked for their opinions.

Addition + Addition #2 = WOMM!

Pazar, Ağustos 20, 2006

Big Pharma Will Up Web Ad Spending by 25%

İlaç şirketleri de internetin, online pazarlamanın gücünü kavrıyor. Günümüzde pek çok insan doktor için dostundan, ilaç için de internet dahil çeşitli kaynaklardan tavsiye alıyor...

Az seçenek mi yoksa karar verme sürecini hızlandırmak mı?

Ülkemizdeki sayısı hızla artan pazarlama bloglarının en "şık"larından birinde Can Turanlı şöyle yazıyor:

"Long Tail" kitabındaki bir araştırma:

Bir marketteki masaya tattırmak için bir süreliğine 6 adet, bir süreliğine de 24 adet reçel konuluyor. Sonuç net: Az seçenek olduğunda müşterilerin %30'u reçel satın alırken, çok seçenek olduğunda sadece %3'ü alıyor.

Kitabın yazarı Chris Anderson, aslında araştırmanın başka bir boyutundan bahsediyor:

Çok seçenek olduğunda daha fazla müşteri reçeli tadıyor. Çok seçenek olduğunda %60, az seçenek olduğunda %40.

Kitabın anlattıklarından birisi: Çok seçenek + seçim için müşterilere yardımcı olmak = geleceğin işi

Öte yandan, araştırmanın öbür yönü çoğu şirketin yaptığı veya yapabileceklerine baktığımızda daha kritik. En azından şimdilik.

Gereğinden çok seçenek = Kararsız müşteriler = satın almayan müşteriler

Yukarıdaki rakamlara bakıp, çok iyi bir şekilde sunamayacaksak (uygun gruplamalar, eşleştirmeler, öneriler...) çok seçenek yoluna gitmenin bariz bir hata olduğunu söyleyebilir miyiz?"

WOMM'un önemli isimlerinden George Silverman da 2001'de çıkan "WOMM'un Sırları" adlı kitabında şöyle der:

"Amazingly, marketing success is determined more by the time it takes your customers to decide on your product than by any other single factor..."

"... Increase the speed with which decisions are made."

Siz ne düşünüyorsunuz?

Dream In Efes


Türkiye'den WOM örneklerine devam, Efes Pilsen'den güzel bir web sitesi. Bunun WOM'la ne alakası var diyenler çıkabilir. Tabii ki temel strateji ve hedefi bilmiyorum, ama bu site insanları konuşturur diye düşünüyorum. İçindeki Efes reklamları da öyle.



Türkiye için hazırlanmamış gerçi ama burada da kullanılamaz mı acaba?

Why Bloggers Can't Win White House

WOM her alanda hayatımıza giriyor. Advertising Age'deki bu makale, blogların seçim kampanyalarında da kullanabileceğini çok iyi gösteriyor. Bizde de genel seçimlere neredeyse 1 yıl kaldı. WOMM'un, özellikle online WOMM'un gücünü kullanacak bir parti olacak mı acaba?

Türkiye'de Marka Yaratma ve Yaşatmanın Altın Kuralları


Konu pazarlama ve WOM olunca yazmadan geçemedim.

Liseden arkadaşım Kıvanç'ın babası Muhterem Amca'nın, ki kendisi aynı zamanda babamın ahbabı olur, geçtiğimiz günlerde kitabı piyasaya çıktı. Hem konu, hem de yazar 1. dereceden benimle ilgili olunca satın almadan edemedim. Kitabı dün Profilo AVM'deki Remzi'de bir miktar uğraştıktan sonra iş kitapları kısmının en altında, yazar ismini verdikten sonra, bulabildim.

Güven Borça'nın benzer konulu bir kitabını okumuştum, enteresandı, bunu da ilk fırsatta (epey bekleyen var!) okuyacağım.

Pazartesi, Ağustos 14, 2006

Managing Incoming E-mail: What Every User Needs to Know

I did a quick scan of the report, seems useful enough to me. Only 38 pages though!

Pazar, Ağustos 13, 2006

Foster's birada imaj değişikliği

Ünlü bir markalarından Foster's, satışların kötü gidişiyle birlikte pazarlama & reklam stratejisinde değişiklik kararı almış. Türkiye'de özellikle belli sinemalarda (Akmerkez mesela) izlediğim "Australian for beer" tagline & konsepti yerine "Crack open a friendly" kampanyasına başlamışlar. Coğrafi konumlandırmadan uzaklaşmaya çalışıyorlarmış. Heineken ve Corona örnekleri gibi...

Haberde dikkatimi çeken şu oldu: "...To do that, Foster's is scrapping its long-held "Australian for beer" tagline in favor of "Crack open a friendly." It's also abandoning TV for an online campaign and maybe some limited outdoor advertising from WPP Group's Ogilvy & Mather. Central to the campaign is a major sponsorship of Heavy.com's dating game. "That website is built around friendship and sociability," Mr. Cattell said. "It epitomizes what Australia is about ... and it's slanted right at our target."..."

Mass marketing günleri bitti bitiyor... Herkesin dikkatine.

J Burger/Kafeterya

Geçenlerde kısaca bahsetmiştim Türkiye'deki iyi (bence) WOMM uygulamalarından. Dün o iyi örneklerden birinde muhteşem bir yemek yedik eşimle. J Burger veya müdavimlerine göre Jumbo Burger'de. Çiftehavuzlar'da, Büyük Klüp'ün hemen karşısında. Yaz-kış, ne zaman gidersek gidelim dolu. Adı üstünde, burgerleri ile ünlü. Ama daha da önemlisi, gres yağına benzer, tatlı-tuzlu, sapsarı muhteşem sosu. Hem patates tavayla, hem de burgerlerle süper oluyor.

Beni J Burger'le eşim (o zamanlar çıkıyorduk :) ) tanıştırmıştı. Gelen SES genelllikle A/B, ama kesinlikle kokoş değil. Bira da var.

Hiç reklam yaptığını görmedim (düzenli olmasa da Time Out/İstanbul Life gibi dergileri takip ediyorum), gazetede hakkında çıkmış yazı okumadım. Sadece geçen sene az önce ismini verdiğim dergilerin birinde semt mekanı olarak kısa bir yazı çıktı. Ama ondan önce de çok kalabalıktı.

Peki bu başarı nasıl sağlanıyor? 1) İnsanlar yemek yerleri hakkında yorum yapmaya bayılıyorlar. 2) Ürün gerçekten güzel, hele hele meraklısı için harika. Kendimden biliyorum, en az 5-10 arkadaşıma "Ortadoğu ve Balkanlar'ın en güzel burgercisi" olarak lanse etmişliğim var...

Cuma, Ağustos 11, 2006

Four Profiles of Consumers that Pass Along Email

This is interesting... From the WOMMA research newsletter 1.08, sent on August 3rd:

A paper published in the Journal of Advertising Research in December 2004 revealed four email profiles used to identify those more likely to pass-along emails. Advertisers tend to focus on reaching and connecting with viral mavens, but some infrequent senders who received few but forwarded were found to represent another potentially overlooked but valuable conduit for marketing messages.
The four types of profiles included:
* Infrequent Senders 1: Those who neither received nor forwarded many pass-along emails.
* Infrequent Senders 2: Those who received few, but forwarded a large percentage of emails.
* Viral Mavens: Those who both received and forwarded many emails.
* Infrequent Senders 4: Those who received many emails, but forwarded none.

Which profile do you fit? I am definitely a "Infrequent Senders 2", i.e. a potentially overlooked but valuable conduit :)

Traditional marketing & advertising practices are becoming obsolete

A short break from the Turkish best practices (I can't find the necessary time to publish a post as I am quite busy working day & night on my 2007 marketing plan presentations. Sorry for this.):

Advertising Age - New Book Reports 37% of All Advertising Is Wasted:

Five-Year research project tracked $1 billion in spending by 36 major marketers. John Wanamaker was wrong. Only 37.3% of advertising budgets are wasted.

The findings of 'What Sticks' are the result of five years of research on campaigns from 36 of the nation's top advertisers.

Another piece of news:

Advertising Age - McKinsey Study Predicts Continuing Decline in TV Selling Power

A study is about to give Madison Avenue a fresh pummeling: McKinsey & Co., the global giant in management consulting, is telling a host of major marketers that by 2010, traditional TV advertising will be one-third as effective as it was in 1990.

That shocking statistic, delivered to the company's Fortune 100 clients in a report on media proliferation, assumes a 15% decrease in buying power driving by cost-per-thousand rate increases; a 23% decline in ads viewed due to switching off; a 9% loss of attention to ads due to increased multitasking and a 37% decrease in message impact due to saturation.

"You've also got pronounced changes in consumer behavior while they're consuming media," said Tom French, director at McKinsey. "And ad spending is decreasingly reflecting consumer behavior."

According to the report, real ad spending on prime-time broadcast TV has increased over last decade by about 40% even as viewers have dropped almost 50%. Paying more for less translates into a much higher cost-per-viewer-reached -- a trend also true in radio and print. Teens turn from TVThank a combination of older technologies such as cable, PC computers, cellphones, CD players, VCRs, game consoles and the internet, along with more recent ones -- PDAs, broadband Internet, digital cable, home wireless networks, MP3 players, DVRs and VOD-- for those changes. And teens foretell an even more radical shift in future media consumption, the report points out: They spend less than half as much time watching TV as typical adults do. Teens also spend 600% more time online, surfing the web. According to Forrester Research's most recent North American Consumer Technology Adoption Study, people ages 18 to 26 spend more time online than watching TV and are adopting new technology faster than any other generation. Because of that, they tend to be more receptive to blog, podcast and mobile-web ads. That leads one to wonder whether consumer marketing mixes should change to reflect consumer behavior.

Fact #1: Half the money spent on advertising is still wasted.
Fact #2: Traditional marketing & advertising practices are becoming obsolete.

Long live WOMM!

Pazartesi, Ağustos 07, 2006

Global WOM best-practice (Crest - P&G)

Yes, as I've said before, this blog is indeed supposed to be half English-half Turkish. There we go...

Just read about WOM in an article about consumer enpowerment & interaction with brands on brandchannel.com, written by Randall Frost:

"...Wipperfurth also raises fundamental questions about brand identity. If your brand is hijacked by a local community that has little visibility among mainstream consumers, there is probably little reason to be concerned. But if your hijackers belong to a highly visible counterculture and your product has traditionally sold to the conservative working class, you might have a problem. In such cases, Wipperfurth recommends that brands develop personas (masks)—as opposed to a consistent brand personality—that can be put on or taken off at will, depending on the target audience.

Crest Whitestrips serves as one of his case studies. Whitestrips was launched before there was much interest in teeth whitening products, and the brand manager at P&G decided to distribute the product over the web before making it available through retail, in hopes of generating word-of-mouth buzz. The company was able to determine from its website traffic that the product had become extremely popular with brides, teenage girls, young Hispanics and gay men, so it heavily targeted those groups with print ads, posters, and postcards. According to Wipperfurth, the approach led to a twelve-fold increase in the size of the teeth-whitening category in less than two years. "

More to come soon on Turkish best-practices about WOM (e.g. J Kafeterya)...

Cuma, Ağustos 04, 2006

Dünyadan ve Türkiye'den (bence) iyi WOMM uygulamaları

İlk yazıma gelen bir yorumda şöyle deniyor: "Komşu tavsiyesi ile ilaç kullanan bir ülkede, doğru uygulandığında pazarlamada en önemli silahlardan biri haline gelecek. Dünyada bu konuda başarılı-başarısız uygulamalara örnek verirseniz sevinirim."

Bu da aslında benim yazmayı istediğim konulardan bir tanesiydi. Çok iyi oldu. Dünya'daki iyi örnekleriyle ilgili pek çok yerde detaylı bilgi bulmak mümkün, ben de fırsat buldukça yazacağım. Gene de ilk anda akla gelen bir kaç best-practice örneği vermek mümkün.

Viral marketing, WOM marketing'in türlerinden bir tanesi olarak addediliyor pek çok kaynakta. En iyi örnek olarak da hep Hotmail verilir. Bu kadar patlamasına gerekçe olarak her mailin altında otomatik giden "Get your free e-mail at Hotmail" benzeri tag veriliyor. Bu şekilde, gelen maillere cevap yazdıkça, forward ettikçe (biraz Türkingiliş oluyor ama kusura bakmayın) Hotmail bilinirliği ve deneyen kişi sayısı aldı yürüdü. Aynı şekilde Burger King'in Tender Crisp için yaptığı Subservient Chicken internet sitesi de benzer bir ünlü örnek. Ne olduğunu yazmayacağım, eğer daha önce duymadıysanız tavsiye ederim :)

Türkiye'den iyi örnekler mi? Gelen yorumdan aslında çok iyi özetlemiş, ilaçlar ve kozmetik ürünleri. Kadınlar arasında yeni çıkan bir selülit kreminin ya da göz altı torbalarını giderici kremin nasıl yayıldığına şahit oldunuz mu? Yakın zamandan iyi bir örnek, OHT Peptide-3. Nükhet Duru'nun gençlik sırrı olarak bir çıktı, pir çıktı. Sonra reklama da başladılar gerçi ama olay zaten başını alıp gitmişti. Benzer bir alanda global bir örnek, Botoks. Hiç botoks reklamı gördünüz mü? Ben görmedim. Devamı bir sonraki yazıda...

Pazar, Temmuz 30, 2006

Niye WOM?

Niye WOM'la ilgili bir blog açmak istedim? Çok basit; çünkü WOMM'un, yani WOM pazarlamanın yakın gelecekte entegre pazarlama iletişiminde çok önemli bir yer tutacağını düşünüyorum. Öyle ki, bence 2010'da pazarlama planlarında WOM komponenti yoksa bir tuhaflık vardır bile denebilir.

Bunu nereden mi çıkardım? Halihazırda Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde pazarlama doktorasına devam ediyorum, bir ödevimden alıntı yapmak isterim:

"MediaCat, one of the leading marketing periodicals in Turkey, has started a special section dedicated to WOM marketing, starting with the issue of January 2006 (Tavukçuoğlu, 2006).

WOM Marketing
“Word-of-mouth marketing is a term used in the marketing and advertising industry to describe activities that companies undertake to generate personal recommendations as well as referrals for brand names, products and services” (Anonymous, 2006g).

Well-known examples of WOM marketing are performed online (Anonymous, 2006g; Tavukçuoğlu, 2006). It has attracted considerable attention in academia (Grewal et al., 2003; Wangenheim and Bayon, 2004) as well as the business world (Dye, 2000; Reichheld, 2003; Marsden et al., 2005).

The growing attention has led to the foundation of The Word of Mouth Marketing Association in 2004 (WOMMA, 2006a). This organization is hosting its second annual conference in 2006 (WOMMA, 2006b). There are other events, showing the popularity of WOM marketing. For instance, a blogging conference has reached 400 attendees in Washington D. C., USA (Nycz-Conner, 2006).

In the meantime, WOM marketing is also getting attention in Turkey. Blogging, one of the types of WOM marketing (WOMMA, 2006c), is highlighted in the last issue of Bütünleşik Pazarlamada Marketing Türkiye (Ocakoğlu, 2006).

Even though all the above facts about WOM marketing suggest that it certainly has some value, its impact on the bottom-line is not so clear. Although there is evidence to suggest that word of mouth, both positive and negative, is one of the factors that drive business growth (Marsden et al., 2006), it may not be not be the next big thing, it may simply be another tool in the marketing arsenal (Trout, 2006)...

Finally, following research questions are proposed for the reader:
- What are the implications of WOM marketing for different industries? Is it a better tool for consumer goods marketing? Does it have a value for industrial goods marketing?
- What are the theoretical constructs in WOM marketing?
- How can the results of WOM campaigns be monitored? What are the possible metrics?
- How can offline WOM be driven towards a marketing goal?"

References
Anonymous (2006g) “Word of mouth marketing”, Wikipedia, http://en.wikipedia.org/wiki/Word_of_mouth_marketing, accessed May 13.


Grewal, R., Cline, T. W., and Davies, A. (2003) “Early-Entrant Advantage, Word-of-Mouth Communication, Brand Similarity, and the Consumer Decision-Making Process”, Journal of Consumer Psychology , 13 (3).

Marsden, P., Samson, A. and Upton, N. (2006) “Advocacy Drives Growth: Customer Advocacy Drives UK Business Growth”, Brand Strategy, December.

Nycz-Conner, J. (2006) “Blogging conference draws 400 in D.C.”, Washington Business Journal, May 19.

Ocakoğlu, G. Ö. (2006) “Editörden”, Bütünleşik Pazarlamada Marketing Türkiye, 4 (100), pp. 4.

Tavukçuoglu, R. (2006) “Küçük bütçelerle büyük mucizeler: Word of Mouth”, MediaCat, 14 (132), pp. 62-63.

Trout, J. (2006) “Tales From The Marketing Wars: Is Word Of Mouth All It's Cracked Up To Be?”, Forbes Online, March 7th.

Wangenheim, F. and Bayon, T. (2004) ”The effect of word of mouth on services switching: Measurement and moderating variables”, European Journal of Marketing, September.

WOMMA (2006a) “History of WOMMA”, http://www.womma.org/history.htm, accessed May 24.

WOMMA (2006b) “Word of Mouth Basic Training”, http://womma.org/wombat2/, accessed May 24.

WOMMA (2006c) “Types of Word of Mouth Marketing”, http://www.womma.org/wom101b.htm, accessed May 24.

Cumartesi, Temmuz 29, 2006

Bu da ne?

Evet, nihayet internette benim de bir blog'um oldu, yaşasın :) Şu ana kadar sadece sevgili eşim ve (kısmen) çalışma arkadaşlarımın maruz kaldığı akademik maceralarım, buradan belki daha fazla bir kitleye ulaşır...
Adını bulmamız eşimle birlikte yarım saatimizi aldı, ama içimize sindi. Bence WOM bizce güzel bir isim oldu; çünkü 1: Ne amaçlandığını güzel anlatıyor, 2: Yarı İngilizce, yarı Türkçe, nitekim ben de öyle yazmayı düşünüyorum.
Bence WOMda işten güçten fırsat buldukça WOM'la ilgili okuduklarımı, netten bulduklarımı paylaşmak istiyorum. Rakiplerim arasına Seth Godin, Malcom Gladwell, Farketing gibi ünlüler de var. Hem kendime de bir iyiliğim dokunur belki, birikimimi burada toparlamış olurum.
WOM ne peki? WOM demek "word of mouth" demek. Tam Türkçesi -bildiğim kadarıyla- yok. Kulaktan kulağa, ağızdan ağıza gibi zorlamalar var. Ben WOM demeyi tercih ediyorum. WOMM, yani WOM marketing bu aralar en önemli ilgi alanlarımdan biri (hem akademik, hem de profesyonel olarak). Dolayısıyla habire WOM ve WOMM'la ilgili okuyup duruyorum. Bence WOM'da da okuduklarımı paylaşacağım, zaman içinde enteresan bir birikim olacak belki de. Hep birlikte göreceğiz... Şimdi en favori TV kanalım, Dizimax'e geçiyorum, izninizle...